10.Sınıf İngilizce dersi, artık dil becerilerini geliştirmekten çok analiz etme, yorum yapma ve farklı konular üzerinde fikir üretme aşamasına geçiştir. Bu dönemde öğrenciler, hem akademik hem de günlük yaşamda İngilizceyi daha bilinçli kullanmayı öğrenirler. Eğer gramer bilginizi pekiştirip, kelime dağarcığınızı genişletmek ve İngilizce iletişimde daha özgüvenli hale gelmek istiyorsanız, bu yazı tam size göre! Bu blog yazısında 10. sınıf İngilizce müfredatında yer alan School Life, Plans, Legendary Figures, Traditions, Travel, Helpful Tips, Foods, Digital Era, Modern Heroes and Heroines ve Shopping gibi ünitelerin temel kelimelerini keşfedebilir, anlamlarını öğrenebilir ve kolayca pekiştirebilirsiniz.
EnglishCentral Kids ile İngilizce Öğren
EnglishCentral Kids’te sizi neler mi bekliyor? EnglishCentral Kids’te çocuklar için online canlı dersler, çocuk eğitimi konusunda uzmanlaşmış öğretmenler rehberliğinde gerçekleşir. Özel derslerimiz 25 dakikadır. Ayrıca EnglishCentral Kids’de farklı ilgi alanlarına hitap eden binlerce farklı interaktif video mevcut. Çocuğunuzun ilgisini çeken videoların İzle, Öğren, Konuş aşamalarını takip edebilir, kelime çalışmalarını yapabilir ve özel derslerini çocuğunuzun ilgi ve ihtiyaçlarına göre planlayabilirsiniz. Ders raporları sayesinde çocuğunuzun ilerlemesini takip edebilir, geliştirmesi gereken noktaları görebilir ve bu konulara yoğunlaşabilirsiniz.
EnglishCentral Kids kurslarıyla çocuğunuz:
– Deneyimli öğretmenlerle bire bir dersler yaparak konuşma becerisi kazanır.
– Eğlenceli içeriklerle motivasyonunu kaybetmeden aktif katılım sağlar.
– İnteraktif videolarla dinleme ve anlama yeteneğini geliştirir.
– Yaşına uygun kelimeleri ve kalıpları doğal akış içinde öğrenir.
– Öğretmenlerden aldığı geri bildirimlerle hatalarını hemen düzeltir.
Hemen ücretsiz kaydolun, 20 dakikalık deneme dersi kazanın!
10. Sınıf İngilizce Kelime Listesi
Bu bölümde 10. sınıf İngilizce derslerinde geçen kelimeleri ve onların Türkçe karşılıklarını bulabilirsiniz. Ayrıca verilen örnek cümleler sayesinde kelimeleri daha kolay anlayabilir ve cümle içinde doğru bir şekilde kullanabilirsiniz.
10. Sınıf 1. Ünite School Life Kelime Listesi
10. sınıf İngilizcesinin ilk konusu “School Life”, yani “Okul Hayatı” dır. Hadi gelin bu ünitenin İngilizce kelime listesine birlikte bakalım.
| English | Türkçe |
|---|---|
| School | Okul |
| Life | Yaşam / Hayat |
| Advice | Tavsiye |
| Art room | Resim odası |
| Astronomy | Astronomi |
| Attend | Katılmak |
| Best friend | En yakın arkadaş |
| Borrow | Ödünç almak |
| Canteen | Kantin |
| Catch the bus | Otobüsü yakalamak |
| Break time | Teneffüs |
| Classmate | Sınıf arkadaşı |
| Computer lab | Bilgisayar laboratuvarı |
| Correct | Doğru |
| Corridor | Koridor |
| Daily routine | Günlük alışkanlık |
| Divide | Bölmek |
| Doing research | Araştırma yapmak |
| Doing an experiment | Bir deney yapmak |
| Exam | Sınav |
| Explain | Açıklamak |
| Focus on | Odaklanmak |
| Free time | Boş zaman |
| Geography | Coğrafya |
| Gym | Spor salonu |
| High school | Lise |
| History | Tarih |
| Math | Matematik |
| Idiom | Deyim |
| Library | Kütüphane |
| Literature | Edebiyat |
| Music room | Müzik odası |
| Optional subjects | Seçmeli ders |
| Pass exam | Sınavı geçmek |
| Proverbs | Atasözü |
| Science lab | Bilim laboratuvarı |
| Staff room | Personel odası |
| Survey | Anket |
| Topic | Konu |
| Winter holiday | Kış tatili |
I always meet my best friend at the canteen during break time.
(Her zaman teneffüs sırasında kantinde en iyi arkadaşımla buluşurum.)
Our daily routine at high school starts with morning classes and ends with sports.
(Lisede günlük rutinimiz sabah dersleriyle başlar ve sporla biter.)
We will do an experiment in the science lab tomorrow.
(Yarın fen laboratuvarında bir deney yapacağız.)
The teacher asked us to focus on the main topic of the lesson.
(Öğretmen derste ana konuya odaklanmamızı istedi.)
I love spending my free time in the library, reading literature books.
(Boş zamanımı kütüphanede, edebiyat kitapları okuyarak geçirmeyi severim.)
Don’t forget to borrow a book from the library for your exam.
(Sınavın için kütüphaneden bir kitap ödünç almayı unutma.)
We are doing research about astronomy for our science project.
(Bilim projemiz için astronomi hakkında araştırma yapıyoruz.)
You should attend all classes if you want to pass the exam.
(Sınavı geçmek istiyorsan tüm derslere katılmalısın.)
The corridor is always crowded during break time.
(Koridor teneffüs sırasında her zaman kalabalıktır.)
Our teacher gave us good advice on how to study for math.
(Öğretmenimiz bize matematik çalışmakla ilgili iyi tavsiyeler verdi.)
We decorated the art room for the school exhibition.
(Okul sergisi için resim odasını süsledik.)
The staff room is only for teachers, not for students.
(Öğretmenler odası sadece öğretmenler içindir, öğrenciler için değil.)
I need to catch the bus early to arrive at school on time.
(Okula zamanında varmak için otobüsü erken yakalamam gerekiyor.)
In geography class, we learned how to divide countries into regions.
(Coğrafya dersinde ülkelerin bölgelere nasıl ayrıldığını öğrendik.)
During the winter holiday, I plan to review optional subjects and idioms.
(Kış tatilinde seçmeli dersleri ve deyimleri gözden geçirmeyi planlıyorum.)
10. Sınıf 2. Ünite Plans Kelime Listesi
10. sınıf İngilizcesinin ikinci konusu “Plans”, yani “Planlar” dır. Günlük yaşamımızda çevreyle ilgili kelimeleri öğrenmek için bu ünitedeki kelimelere birlikte göz atalım.
| English | Türkçe |
|---|---|
| Arrangement | Ayarlama |
| Arrange A Party | Parti Düzenlemek |
| Arrive | Varmak |
| Balloons | Balonlar |
| Barbecue Party | Mangal Partisi |
| Be Looking Forward To | Dört Gözle Beklemek |
| Be Over The Moon | Sevinçten Uçmak |
| Beauty Contests | Güzellik Yarışmaları |
| Birthday Party | Doğum Günü Partisi |
| Buy Groceries | Yiyecek Almak |
| Cake | Pasta |
| Call | Telefonla Aramak |
| Candles | Mumlar |
| Carry | Taşımak |
| Celebrate | Kutlamak |
| Celebration | Kutlama |
| Clowns | Palyaçolar |
| Come Back | Geri Dönmek |
| Cook Dinner | Yemek Pişirmek |
| Cookies | Kurabiyeler |
| Cycling | Bisiklete Binme |
| Decision | Karar |
| Decorations | Süslemeler |
| Destination | Gidilecek Yer |
| Dinner Party | Yemekli Davet |
| Doing Shopping | Alışveriş Yapmak |
| Dormitory | Yurt |
| Dress | Elbise |
| Drinks/Beverages | İçecekler |
| Earring | Küpe |
| Eating Out | Dışarıda Yemek |
| Education | Eğitim |
| Emotions | Hisler |
| Enjoy Time | İyi Vakit Geçirmek |
| Fail | Başarısız Olmak |
| Family | Aile |
| Fancy Dress Party | Kıyafet Balosu |
| Faint | Bayılmak |
| Finish Homework | Ödevini Bitirmek |
| Finish Report | Raporu Bitirmek |
| Fly To | Uçakla Gitmek |
| Future Plan | Gelecek Plan |
| Games | Oyunlar |
| Garden | Bahçe |
| Gifts | Hediyeler |
| Give A Hand | Yardım Etmek |
| Go Shopping | Alışverişe Gitmek |
| Going Camping | Kampa Gitmek |
| Going On A Picnic | Pikniğe Gitmek |
| Going Out Of The City | Şehir Dışına Gitmek |
| Going To A Concert | Konsere Gitmek |
| Graduation Ceremony | Mezuniyet Töreni |
| Graduation Party | Mezuniyet Partisi |
| Hanging Around With Friends | Arkadaşlarla Dolaşmak |
| Have A Party | Parti Yapmak |
| Having A Barbecue | Mangal Yapmak |
| Having Dinner | Akşam Yemeği Yemek |
| Housewarming Party | Hoş Geldin Partisi |
| İnstructor | Eğitmen |
| İnterested İn | İlgisini Çekmek |
| İntention | Niyet |
| Jogging | Hafif Koşu |
| Joining A Party | Partiye Katılmak |
| Leave The House | Evden Ayrılmak |
| Long Term Plans | Uzun Dönem Planları |
| Make A Plan | Plan Yapmak |
| Meet Friends | Arkadaşlarla Buluşmak |
| Memories | Anılar |
| Music | Müzik |
| Pick Up Kids | Çocukları Almak |
| Prepare A Shopping List | Alışveriş Listesi Hazırlamak |
| Promise | Söz |
| Receive A Message | Mesaj Almak |
| Refreshment | Canlanma |
| Relaxation | Dinlenme |
| Represent | Temsil Etmek |
| Ride | Sürmek |
| Ring | Yüzük |
| Science Competitions | Bilim Yarışmaları |
| See Dentist | Dişçiye Gitmek |
| Seeing A Movie | Film İzlemek |
| Shirt | Gömlek |
| Shoes | Ayakkabı |
| Social Life | Sosyal Hayat |
| Spend A Week | Bir Hafta Geçirmek |
| Spending Time Together | Birlikte Zaman Geçirmek |
| Split | Ayrılmak |
| Sporting Event | Sport Etkinlikleri |
| Staying İn A Tent | Çadırda Kalmak |
| Surprise Party | Sürpriz Parti |
| Take A Quick Decision | Hızlıca Karar Almak |
| Taking A City Tour | Şehir Turu Yapmak |
| Talent Contests | Yetenek Yarışmaları |
| Throw A Party | Parti Vermek |
| Tie | Kravat |
| Tidy | Toplamak |
| Trainer | Eğitmen, Antrönör |
| Trekking | Doğa Yürüyüşü |
| Turn The Light On | Işığı Açmak |
| Unplanned Situations | Planlanmamış Durumlar |
| Vacation | Tatil |
| Visiting A Museum | Müze Ziyaret Etmek |
| Visiting The Grannies | Büyükanne Ve Büyükbabayı Ziyaret Etmek |
| Watch A Comedy | Komedi Filmi İzlemek |
| Wedding Anniversary | Evlilik Yıldönümü |
| Wedding Ceremony | Nikah Töreni |
| Work | Çalışma |
We are going to arrange a party in the garden for my birthday.
(Doğum günüm için bahçede bir parti düzenleyeceğiz.)
I’m looking forward to the graduation ceremony next week.
(Gelecek haftaki mezuniyet törenini dört gözle bekliyorum.)
They decorated the house with balloons and candles for the celebration.
(Kutlama için evi balonlar ve mumlarla süslediler.)
We will have a barbecue party and enjoy time with friends this weekend.
(Bu hafta sonu bir mangal partisi yapacağız ve arkadaşlarımızla güzel vakit geçireceğiz.)
She was over the moon when she received a surprise party from her family.
(Ailesinden sürpriz bir parti aldığında çok mutluydu.)
I forgot to buy groceries, so we can’t cook dinner tonight.
(Market alışverişi yapmayı unuttum, bu yüzden bu akşam yemek yapamayız.)
We are going on a picnic tomorrow if the weather is nice.
(Hava güzel olursa yarın pikniğe gideceğiz.)
My father will pick up the kids before we leave the house for the dinner party.
(Akşam yemeği partisine gitmeden önce babam çocukları alacak.)
During the vacation, we plan on going camping and staying in a tent.
(Tatil sırasında kamp yapmayı ve çadırda kalmayı planlıyoruz.)
I must finish my homework before going to a concert tonight.
(Bu gece konsere gitmeden önce ödevimi bitirmeliyim.)
She made a quick decision to fly to Italy for the talent contest.
(Yetenek yarışması için İtalya’ya uçmaya hızlıca karar verdi.)
We spent a week visiting museums and enjoying art during our trip.
(Gezimiz boyunca bir hafta boyunca müzeleri gezip sanatın tadını çıkardık.)
My friends and I love hanging around and seeing movies on weekends.
(Arkadaşlarımla hafta sonları gezmeyi ve film izlemeyi çok seviyoruz.)
Don’t forget to turn the light on before you leave the dormitory.
(Yurttan çıkmadan önce ışığı açmayı unutma.)
After a long day at work, I prefer relaxation and listening to music.
(Uzun bir iş gününden sonra dinlenmeyi ve müzik dinlemeyi tercih ederim.)
10. Sınıf 3. Ünite Legendary Figures Kelime Listesi
10. sınıf İngilizcesinin üçüncü konusu “Legendary Figures”, yani “Efsanevi Figürler” dir. Film türleri, sinema terimleri ve yorum yapmayı öğrenmek için bu ünitenin kelimelerine bakalım.
| English | Türkçe |
|---|---|
| Accept | Kabul Etmek |
| Argue | Kavga Etmek |
| Attack | Saldırmak, Hücum Etmek |
| Be Born | Doğmak |
| Become | Olmak |
| Begin | Başlamak |
| Believe | İnanmak |
| Besiege | Kuşatmak |
| Book | Yer Ayırtmak |
| Borrow | Ödünç Almak |
| Call | Aramak |
| Come Across | Karşılaşmak |
| Come Back | Geri Gelmek |
| Come | Gelmek |
| Conquer | Fethetmek |
| Cope With | Başa Çıkmak |
| Damage | Zarar Vermek |
| Dare | Cesaret Etmek |
| Decide | Karar Vermek |
| Defeat | Yenmek |
| Describe | Tarif Etmek |
| Design | Tasarlamak |
| Destroy | Tahrip Etmek |
| Die | Ölmek |
| Dislike | Hoşlanmamak |
| Divide | Bölmek |
| Dunk | Batırmak |
| Establish | Kurmak |
| Feel Scared | Korkmak |
| Fight | Dövüşmek, Savaşmak |
| Find Out | Öğrenmek |
| Find | Bulmak |
| Focus On | Odaklanmak |
| Give Back | Geri Vermek |
| Give Permission | İzin Vermek |
| Greet Politely | Kibarca Selamlamak |
| Grow Up | Büyümek |
| Hit | Vurmak |
| Hug | Kucaklamak |
| İgnore | Görmezden Gelmek |
| İnjure | Sakatlanmak |
| İnspire | İlham Almak |
| İnvade | Ele Geçirmek |
| İnvite | Davet Etmek |
| Join Army | Orduya Katılmak |
| Join | Katılmak |
| Kill | Öldürmek |
| Land | Karaya Çıkmak |
| Laugh | Gülmek |
| Learn The Truth | Gerçeği Öğrenmek |
| Live | Yaşamak |
| Look After | Bakmak |
| Lose | Kaybetmek |
| Make A Change | Değişiklik Yapmak |
| Manage To | Başarmak |
| Move | Taşınmak |
| Offer | Teklif Etmek |
| Order | Emretmek |
| Plant | Dikmek |
| Promise | Söz Vermek |
| Respect | Saygı Duymak |
| Return | Geri Dönmek |
| Revenge | İntikam Almak |
| Save | Kurtarmak |
| Say | Söylemek |
| See | Görmek |
| Stay | Kalmak |
| Take Care | Dikkat Etmek |
| Surrender | Teslim Olmak |
| Want | İstemek |
| Water | Sulamak |
| Win | Kazanmak |
| Work | Çalışmak |
| Worship | İbadet Etmek |
| Write Down | Yazmak |
| Achievement | Başarı |
| Ambitious | Hırslı |
| Army | Ordu |
| Battle | Savaş |
He was born in a small village but later became a famous artist.
(Küçük bir köyde doğdu ama daha sonra ünlü bir sanatçı oldu.)
They decided to make a change and move to another city.
(Bir değişiklik yapmaya ve başka bir şehre taşınmaya karar verdiler.)
The soldiers joined the army to fight for their country.
(Askerler ülkeleri için savaşmak üzere orduya katıldılar.)
The castle was besieged and later conquered by a powerful army.
(Kale kuşatıldı ve daha sonra güçlü bir ordu tarafından fethedildi.)
He couldn’t cope with the pressure and decided to give up.
(Baskıyla başa çıkamadı ve vazgeçmeye karar verdi.)
We must respect others’ opinions even if we disagree.
(Farklı düşünsek bile başkalarının fikirlerine saygı duymalıyız.)
She felt scared when she came across a snake in the garden.
(Bahçede bir yılanla karşılaştığında korktu.)
The teacher asked us to focus on the main topic of the lesson.
(Öğretmen, dersin ana konusuna odaklanmamızı istedi.)
The hero managed to save the villagers from the fire.
(Kahraman, köylüleri yangından kurtarmayı başardı.)
They invited all their friends to celebrate their achievement.
(Başarılarını kutlamak için tüm arkadaşlarını davet ettiler.)
He promised to give back the book he borrowed yesterday.
(Dün ödünç aldığı kitabı geri vereceğine söz verdi.)
After the battle, many soldiers were injured, but they didn’t surrender.
(Savaştan sonra birçok asker yaralandı, ama teslim olmadılar.)
She laughed and hugged her friend when she finally came back.
(Arkadaşı sonunda geri döndüğünde güldü ve ona sarıldı.)
They planted new trees to repair the damage in the forest.
(Ormandaki zararı onarmak için yeni ağaçlar diktiler.)
He wrote down his dreams and goals to stay ambitious and focused.
(Hırslı ve odaklanmış kalmak için hayallerini ve hedeflerini yazdı.)
10. Sınıf 4. Ünite Traditions Kelime Listesi
10. sınıf İngilizcesinin dördüncü konusu “Traditions”, yani “Gelenekler” dir. Doğayla insan ilişkisini anlatan kelimeleri öğrenmek için bu ünitenin listesine birlikte bakalım.
| English | Türkçe |
|---|---|
| Aeroplane | Uçak |
| Automobile | Otomobil |
| By Tradition | Geleneksel Olarak |
| Calculator | Hesap Makinesi |
| Carpet Weaving | Halı Dokuma |
| Changes | Değişiklikler |
| Childhood | Çocukluk |
| Clothing | Kıyafet |
| Comment | Yorum |
| Communication | İletişim |
| Compass | Pusula |
| Copper Work | Bakır İşi |
| Culture | Kültür |
| Customs | Gelenekler |
| Education | Eğitim |
| Embroidery | Oya, Nakış |
| Farm | Çiftlik |
| Fridge | Buzdolabı |
| Gas Lantern | Gaz Lambası |
| Generation | Nesil |
| Hometown | Memleket |
| İn Public | Herkesin Önünde |
| İnteractive Boards | Etkileşimli Tahta |
| Light Bulb | Lamba |
| Memories | Anılar |
| Methods Of Searching | Arama Metotları |
| Mobile Phone | Cep Telefonu |
| Open-Air Cinema | Açık Hava Sineması |
| Ornament | Süsleme |
| Paper | Kağıt |
| Past Habit | Geçmişteki Alışkanlık |
| Pastry | Hamur İşi |
| Personal Computer | Kişisel Bilgisayar |
| Pocket Money | Cep Harçlığı |
| Pottery | Çömlekçilik |
| Printer | Yazıcı |
| Projector | Projeksiyon |
| Religious Holiday | Dini Tatil |
| Repeated Actions | Tekrar Eden Eylemler |
| Search Engine | Arama Motoru |
| Sewing Machine | Dikiş Makinası |
| Shadow Play | Gölge Oyunu |
| Social Life | Sosyal Yaşam |
| Sound Of Roosters | Horoz Sesi |
| Teaching And Learning Process | Öğretme Ve Öğrenme Süreçleri |
| Technological Developments | Teknolojik Gelişmeler |
| Technological Devices | Teknolojik Aletler |
| Tile Making | Çinicilik |
| Tradition Has İt That | Geleneklere Göre |
| Tradition | Gelenek |
| Traditional Dishes | Geleneksel Yemekler |
| Traditional Handcrafts | Geleneksel El Sanatları |
| Affect Life | Hayatı Etkilemek |
| Ask For Directions | Adres Sormak |
| Back Up = Support | Destek Olmak |
| Be Afraid Of | Korkmak |
| Be Online | Çevrimiçi Olmak |
| Begin Working | Çalışmaya Başlamak |
| Blow Your Nose | Burnunu Silmek |
| Break With Tradition | Geleneği Bozmak |
| Communicate | İletişim Kutusu |
| Cover | Kapatmak |
| Disappear | Ortadan Kaybolmak |
| Do Homework | Ödev Yapmak |
| Do The Household Chores | Ev İşlerini Yapmak |
| Dress İn Similar Ways | Aynı Tarz Giyinmek |
| Earn Money | Para Kazanmak |
| Eat With Chopsticks | Çubuklarla Yemek |
| Embroider | Nakış İşlemek |
| Entertain | Eğlendirmek |
| Feel İmpressed | Etkilenmek |
| Gather Together | Bir Araya Gelmek |
| Get İnformation | Bilgi Edinmek |
| Greet With A Bow | Eğilerek Selamlamak |
| Greet | Selamlamak |
| Grow Vegetables | Sebze Yetiştirmek |
| Have Chat | Sohbet Etmek |
| Have No Contact | İrtibatı Olmamak |
| Help Each Other | Birbirine Yardım Etmek |
| Help Neighbours | Komşulara Yardım Etmek |
| Help Parents | Ebeveynlere Yardım Etmek |
| İgnore | Görmezden Gelmek |
| İnherit | Miras Olarak Kalmak |
By tradition, families gather together to celebrate religious holidays.
(Gelenek gereği, aileler dini bayramları kutlamak için bir araya gelirler.)
In the past, people used gas lanterns, but now they use light bulbs.
(Eskiden insanlar gaz lambaları kullanırdı ama şimdi ampul kullanıyorlar.)
My hometown is famous for traditional dishes and carpet weaving.
(Memleketim geleneksel yemekleri ve halı dokumacılığıyla ünlüdür.)
Students use interactive boards and projectors in modern education.
(Öğrenciler modern eğitimde etkileşimli tahtalar ve projeksiyon cihazları kullanır.)
Our grandparents did household chores without technological devices.
(Büyüklerimiz teknolojik cihazlar olmadan ev işlerini yaparlardı.)
People earn money by selling pottery and tile making products.
(İnsanlar çömlekçilik ve çini yapımı ürünleri satarak para kazanır.)
I used to eat with chopsticks when I lived in Japan.
(Japonya’da yaşarken çubuklarla yemek yerdim.)
We should help neighbours and help each other in difficult times.
(Zor zamanlarda komşulara ve birbirimize yardım etmeliyiz.)
He always does his homework on his personal computer.
(O her zaman ödevini kişisel bilgisayarında yapar.)
My father begins working at 8 a.m. and stays online all day.
(Babam sabah 8’de çalışmaya başlar ve bütün gün çevrimiçi kalır.)
She felt impressed by the beauty of traditional handcrafts.
(Geleneksel el sanatlarının güzelliğinden etkilendi.)
We can get information using a search engine on our phones.
(Telefonlarımızda arama motoru kullanarak bilgi edinebiliriz.)
The sound of roosters always reminds me of my childhood on the farm.
(Horoz sesleri bana her zaman çiftlikteki çocukluğumu hatırlatır.)
They broke with tradition and celebrated the wedding in public.
(Gelenekten ayrıldılar ve düğünü halka açık bir şekilde kutladılar.)
The new technological developments have completely changed our communication methods.
(Yeni teknolojik gelişmeler iletişim yöntemlerimizi tamamen değiştirdi.)
10. Sınıf 5. Ünite Travel Kelime Listesi
10. sınıf İngilizcesinin beşinci konusu “Travel”, yani “Yolculuk” dur. Doğayla insan ilişkisini anlatan kelimeleri öğrenmek için bu ünitenin listesine birlikte bakalım.
| English | Türkçe |
|---|---|
| Activity Based Vacations | Aktivite Tatilleri |
| Adventure Vacation | Macera Tatili |
| All-İnclusive Hotels | Her Şey Dahil Oteller |
| Beach Vacations | Plaj Tatili |
| Camping | Kamp Yapma |
| Cruise Vacation | Gemi Tatili |
| Cultural Vacation | Kültürel Tatil |
| Cycling Vacation | Bisikletle Çıkılan Tatil |
| Digital Detox | Kişinin Elektronik Aletlerden İsteyerek Uzak Kalması |
| Diving Trip | Dalış Gezisi |
| Facility Based Vacations | Olanak Temelli Tatiller |
| Glamping | Tesislerde Yapılan Kamp |
| Hiking Vacation | Doğa Yürüyüşü Tatili |
| Jet Skiing | Deniz Motosikleti |
| Kayaking | Kano Sporu |
| Mountaineering | Dağcılık |
| Outdoor Vacations | Açıkhava Tatilleri |
| Parasailing | Paraşütle Uçma Sporu |
| Safari Vacation | Safari Tatili |
| Scuba Diving | Tüple Dalış |
| Skiing Vacation | Kayak Tatili |
| Snorkelling | Şnorkelle Yüzme |
| Sports Tours | Spor Gezileri |
| Staycation | Evde Geçirilen Tatil |
| Sunbathing | Güneşlenme |
| Surfing | Sörf Yapma |
| Trekking And Hiking Vacations | Doğa Yürüyüşü Tatilleri |
| Voluntourism | Gönüllü Turizm |
| Windsurfing | Rüzgar Sörfü |
| A Two- Night Stay | İki Gece Konaklama |
| A Window Seat | Cam Kenarı Koltuk |
| Accommodation | Konaklama |
| Airline Company | Havayolu Şirketi |
| All-İnclusive Resort | Her Şey Dahil Tatil Yeri |
| All-İnclusive Stay | Herşey Dahil Konaklama |
| An Aisle Seat | Koridor Koltuğu |
| Arrival | Varış |
| Available | Müsait, Uygun |
| B&B | Oda Kahvaltı |
| Bad Sides | Kötü Yönler |
| Baggage Allowance | Bagaj Limiti |
| Be Abroad | Yurtdışında Olmak |
| Book A Flight | Uçak Bileti Rezervasyonu Yapmak |
| Book A Room | Oda Rezervasyonu Yapmak |
| Booking A Room | Oda Rezervasyonu Yapmak |
| Boutique | Butik Mağaza |
| Bungalow | Bungalov Ev |
| Bus Journey | Otobüs Yolculuğu |
| By The Window | Cam Kenarı |
| Campsite | Kamp Yeri |
| Caravan | Karavan |
| Check-İn | Biletini Kontrol Etmek |
| Climate | İklim |
| Confirm Your Flight | Uçuşu Onaylamak |
| Contact Number | İletişim Numarası |
| Cuisine | Mutfak Kültürü |
| Duration | Süre |
| Excursion | Gezi |
| First Class | Birinci Sınıf |
| Food And Restaurants | Yemek Ve Restoranlar |
| Good Sides | İyi Yönler |
| Half-Board Stay | Yarım Pansiyon Konaklama |
| Have İtchy Feet | Leyleği Havada Görmek(Deyim) |
| Historic Sites | Tarihi Yerler |
| Hit The Road | Yola Çıkmak |
| Hour | Saat |
| İdentity | Kimlik |
| Landmark | Şehir Simgesi |
| Location | Konum |
| Make A Reservation | Rezervasyon Yapmak |
| Must-See Places | Mutlaka Görülmesi Gereken Yerler |
| National Parks | Milli Parklar |
| Non-Smoking Area | Sigara İçilmeyen Bölüm |
| One Table For Four | 4 Kişilik Masa |
| Paddle Boarding | Kürek Sörfü |
| Palace | Saray |
| Passenger | Yolcu |
| Price | Fiyat |
We are planning an adventure vacation that includes hiking and kayaking.
(Yürüyüş ve kano içeren bir macera tatili planlıyoruz.)
Our family prefers all-inclusive hotels because food and restaurants are already included in the price.
(Ailem her şey dahil otelleri tercih ediyor çünkü yiyecek ve restoranlar fiyata dahil.)
During our beach vacation, we enjoyed sunbathing and jet skiing.
(Sahil tatilimizde güneşlenmenin ve jet ski yapmanın tadını çıkardık.)
We decided to go camping at a campsite near the national park.
(Milli parkın yakınındaki bir kamp alanında kamp yapmaya karar verdik.)
Many tourists choose cultural vacations to explore historic sites and landmarks.
(Birçok turist, tarihi yerleri ve simge yapıları keşfetmek için kültürel tatilleri tercih ediyor.)
She went on a cruise vacation in the Mediterranean last summer.
(Geçen yaz Akdeniz’de bir gemi tatiline çıktı.)
We stayed in a bungalow during our outdoor vacation in Thailand.
(Tayland’daki açık hava tatilimizde bir bungalovda kaldık.)
I need to book a flight and confirm my flight before I go abroad.
(Yurtdışına çıkmadan önce bir uçak bileti ayarlamam ve onaylamam gerekiyor.)
We made a reservation for a two-night stay in a boutique hotel.
(Bir butik otelde iki gecelik konaklama için rezervasyon yaptık.)
Glamping combines the comfort of hotels with the beauty of camping.
(Lüks kampçılık, otel konforunu kampın güzelliğiyle birleştirir.)
During the skiing vacation, the climate was cold but perfect for snow sports.
(Kayak tatilinde hava soğuktu ama kış sporları için mükemmeldi.)
I love snorkelling and scuba diving to see colorful fish and coral reefs.
(Renkli balıkları ve mercan kayalıklarını görmek için şnorkelle dalmayı ve tüplü dalışı çok seviyorum.)
Voluntourism allows you to travel while helping local communities.
(Gönüllü turizm, yerel topluluklara yardım ederken seyahat etmeni sağlar.)
I prefer a window seat on planes to enjoy the view during arrival and landing.
(Uçakta iniş ve varış sırasında manzaranın tadını çıkarmak için pencere kenarı koltuğu tercih ederim.)
We had itchy feet, so we decided to hit the road and explore new must-see places.
(Gezme isteğimiz vardı, bu yüzden yola çıkıp görülmesi gereken yeni yerleri keşfetmeye karar verdik.)
10. Sınıf 6. Ünite Helpfull Tips Kelime Listesi
10. sınıf İngilizcesinin altıncı konusu “Usefull Tips”, yani “Yararlı İpuçları” dır. Doğayla insan ilişkisini anlatan kelimeleri öğrenmek için bu ünitenin listesine birlikte bakalım.
| English | Türkçe |
|---|---|
| Advice | Tavsiye |
| Ask For Advice | Tavsiye İstemek |
| Ask For Permission | İzin İstemek |
| Be Confident | Kendinden Emin Olmak |
| Become Extinct | Soyu Tükenmek |
| Boundary | Sınır |
| Carbon Footprint | Karbon Ayak İzi |
| Catch A Cold | Nezle Olmak, Üşütmek |
| Check Messages | Mesajları Kontrol Etmek |
| Choice | Seçim, Tercih |
| Clean The House | Evi Temizlemek |
| Clean The Refrigerator | Buzdolabını Temizlemek |
| Communicating With People | İnsanlarla İletişim Kurmak |
| Consequence | Netice, Sonuç |
| Consumption | Tüketim |
| Contribute | Katkıda Bulunmak |
| Cope With | Başa Çıkmak |
| Cut Off | Kesmek |
| Damage Ecological Balance | Ekolojik Dengeye Zarar Vermek |
| Damp | Nemli |
| Disappear | Yok Olmak |
| Discover Yourself | Kendini Keşfetmek |
| Discover | Keşfetmek |
| Distraction | Dikkatin Dağılması |
| Do The Cooking | Yemek Yapmak |
| Do The Laundry | Çamaşırları Yıkamak |
| Do The Shopping | Alışveriş Yapmak |
| Dust The Furniture | Mobilyanın Tozunu Almak |
| Empty The Dishwasher | Bulaşık Makinesini Boşaltmak |
| Energy Sources | Enerji Kaynakları |
| Environment-Friendly | Çevre Dostu |
| Fabric | Kumaş |
| Face Famine | Kıtlıkla Karşılaşmak |
| Fear | Korku |
| Feel Annoyed | Rahatsız Hissetmek |
| Fold The Clothes | Çamaşırları Katlamak |
| Get A Degree | Mezun Olmak |
| Get The Job | İş Bulmak |
| Give Advice | Tavsiye Vermek |
| Go On A Diet | Diyet Yapmak |
| Handle | İdare Etmek |
| Hang Out The Washing | Çamaşır Asmak |
| Have A Bad Cough | Kötü Öksürmek |
| Have A Job İnterview | İş Görüşmesi Yapmak |
| Have A Stomachache | Karnı Ağrımak |
| Helping People | İnsanlara Yardım Etmek |
| İnfer | Anlam Çıkarmak |
| İnsurance | Sigorta |
| İron The Clothes | Kıyafetleri Ütülemek |
| Law | Yasa, Hukuk |
| Learning Difficulties | Öğrenme Zorlukları |
| Leave Rubbish Around | Çöpleri Etrafa Bırakmak |
| Liberty | Özgürlük |
| Load The Dishwasher | Bulaşık Makinesini Doldurmak |
| Lose Weight | Kilo Vermek |
| Lower | Daha Düşük |
| Make A Decision | Karar Vermek |
| Make Eye Contact | Göz Teması Kurmak |
| Make Noise | Gürültü Yapmak |
| Make The Bed | Yatağı Toplamak |
| Mow The Lawn | Çimleri Biçmek |
| Obey The Rules | Kurallara Uymak |
| Occur | Ortaya Çıkmak |
| Parental Pressure | Aile Baskısı |
| Pass All Your Exams | Bütün Sınavlarını Geçmek |
| Paying The Taxes | Vergileri Ödemek |
| Recycle The Bottles | Şişeleri Geri Dönüştürmek |
| Referee | Hakem |
| Rely On | Güvenmek |
| Remove A Stain | Leke Çıkarmak |
| Remove The Wrinkles | Kırışıklıkları Gidermek |
| Renewable Energy | Yenilenebilir Enerji |
| Research | Araştırmak |
| Responsible | Sorumlu |
| Rules And Regulations | Kural Ve Düzenler |
You should ask for advice before you make a decision.
(Karar vermeden önce tavsiye almalısın.)
It is important to be confident during a job interview.
(Bir iş görüşmesinde özgüvenli olmak önemlidir.)
Many species become extinct if we don’t protect energy sources.
(Enerji kaynaklarını korumazsak birçok tür yok olabilir.)
We must recycle the bottles to contribute to an environment-friendly world.
(Çevre dostu bir dünyaya katkıda bulunmak için şişeleri geri dönüştürmeliyiz.)
She couldn’t cope with parental pressure and felt stressed.
(Ebeveyn baskısıyla başa çıkamadı ve stresli hissetti.)
Don’t leave rubbish around, or it will damage ecological balance.
(Çöpleri etrafa bırakma, yoksa ekolojik dengeyi bozarsın.)
I need to iron the clothes and fold the clothes after doing the laundry.
(Çamaşırları yıkadıktan sonra ütülemem ve katlamam gerekiyor.)
You should ask for permission before making noise in the library.
(Kütüphanede gürültü yapmadan önce izin almalısın.)
Consuming too much energy can lower the amount of renewable energy available.
(Çok fazla enerji tüketmek, mevcut yenilenebilir enerji miktarını azaltabilir.)
He checked messages on his phone while doing the shopping.
(Alışveriş yaparken telefonundaki mesajları kontrol etti.)
I have a bad cough and a stomachache, so I need to rest.
(Şiddetli öksürüğüm ve karın ağrım var, bu yüzden dinlenmem gerekiyor.)
Teachers give advice to help students pass all their exams.
(Öğretmenler öğrencilere tüm sınavlarını geçmeleri için tavsiye verir.)
We must obey the rules and pay the taxes as responsible citizens.
(Sorumlu vatandaşlar olarak kurallara uymalı ve vergileri ödemeliyiz.)
She likes to hang out the washing and mow the lawn every weekend.
(Her hafta sonu çamaşır asmaktan ve çimleri biçmekten hoşlanır.)
Helping people and researching new energy sources are important responsibilities.
(İnsanlara yardım etmek ve yeni enerji kaynaklarını araştırmak önemli sorumluluklardır.)
10. Sınıf 7. Ünite Foods Kelime Listesi
10. sınıf İngilizcesinin yedinci konusu “Foods”, yani “Yemekler” dir. Doğayla insan ilişkisini anlatan kelimeleri öğrenmek için bu ünitenin listesine birlikte bakalım.
| English | Türkçe |
|---|---|
| Art Events | Sanat Etkinlikleri |
| Bagel | Simit |
| Bake | Fırında Pişirmek |
| Bitter | Acılı |
| Black Pepper | Karabiber |
| Boil | Suda Kaynatmak |
| Candle | Mum |
| Celebration | Kutlama |
| Chicken | Tavuk |
| Children’s Day | Çocuk Bayramı |
| Chop | Doğramak |
| Christmas | Noel |
| Competition | Müsabaka, Yarışma |
| Cook | Pişirmek |
| Cookery Shows | Yemek Programları |
| Cooking Process | Pişirme İşlemi |
| Costumes | Kostümler |
| Cuisine | Mutfak Kültürü |
| Cultural Diversity | Kültürel Çeşitlilik |
| Cultural Events | Kültürel Etkinlikler |
| Culture | Kültür |
| Decoration | Süsleme, Dekor |
| Delicious | Lezzetli |
| Delight | Lokum |
| Dessert | Tatlı |
| Dish | Yemek |
| Dragon Dance | Ejderha Dansı |
| Easter | Paskalya |
| Eid / Ramadan Feast | Ramazan Bayramı |
| Enthusiastically | Coşkuyla |
| Event Location | Etkinliğin Yeri |
| Event | Etkinlik |
| Excitement | Heyecan, Coşku |
| Fancy Dresses | Karnaval Kıyafetleri |
| Guests | Konuklar, Misafirler |
| Halloween | Cadılar Bayramı |
| Healthy | Sağlıklı |
| Heat | Isırmak |
| Holy | Kutsal |
| İndependence Day | Bağımsızlık Bayramı |
| İngredients | Malzemeler |
| İnternational Festival | Uluslararası Festival |
| Jar | Kavanoz |
| Joy Of Living | Yaşama Sevinci |
| Lamb | Kuzu |
| Lanterns | Fener |
| Lion Dance | Aslan Dansı |
| Main Events | Ana Etkinlikler |
| March | Marş |
| Meat | Et |
| Melt | Erimek, Eritmek |
| Military Band | Askeri Bando |
| Mix | Karıştırmak |
| National Dishes | Ulusal Yemekler |
| National Festival | Ulusal Bayram |
| New Year | Yeni Yıl |
| Oil Lamp | Gaz Lambası |
| Organizer | Düzenleyici |
| Parsley | Maydanoz |
| Peel | Soymak |
| Peppers | Biber |
| Performance | Gösteri |
| Pickles | Turşu |
| Place | Koymak |
| Guests | Konuklar, Misafirler |
| Halloween | Cadılar Bayramı |
| Healthy | Sağlıklı |
| Heat | Isırmak |
| Holy | Kutsal |
| İndependence Day | Bağımsızlık Bayramı |
| İngredients | Malzemeler |
| İnternational Festival | Uluslararası Festival |
| Jar | Kavanoz |
| Joy Of Living | Yaşama Sevinci |
| Lamb | Kuzu |
| Lanterns | Fener |
| Lion Dance | Aslan Dansı |
| Main Events | Ana Etkinlikler |
| March | Marş |
| Meat | Et |
| Melt | Erimek, Eritmek |
| Military Band | Askeri Bando |
| Mix | Karıştırmak |
| National Dishes | Ulusal Yemekler |
| National Festival | Ulusal Bayram |
| New Year | Yeni Yıl |
| Oil Lamp | Gaz Lambası |
We baked a delicious cake for the New Year celebration.
(Yeni Yıl kutlaması için lezzetli bir pasta pişirdik.)
During Children’s Day, children wear fancy dresses and enjoy various performances.
(Çocuk Bayramı’nda çocuklar şık kıyafetler giyer ve çeşitli gösterilerin tadını çıkarır.)
The dragon dance and lion dance are the main events of the international festival.
(Ejderha ve aslan dansları, uluslararası festivalin ana etkinlikleridir.)
I chopped peppers and parsley to mix them into the main dish.
(Biberleri ve maydanozu doğrayıp ana yemeğe karıştırdım.)
During Eid / Ramadan Feast, families cook lamb and national dishes for guests.
(Ramazan Bayramı’nda aileler misafirler için kuzu ve ulusal yemekler pişirir.)
At Christmas, people decorate candles, oil lamps, and lanterns at home.
(Noel’de insanlar evlerini mumlar, yağ lambaları ve fenerlerle süsler.)
Cookery shows teach the cooking process and how to use ingredients properly.
(Yemek programları, pişirme sürecini ve malzemeleri doğru kullanmayı öğretir.)
We boiled the chicken and added black pepper to make it more delicious.
(Tavuğu haşladık ve daha lezzetli olması için karabiber ekledik.)
Halloween guests enjoyed the costumes and delight of the event.
(Cadılar Bayramı misafirleri etkinliğin kıyafetlerinin ve eğlencesinin tadını çıkardı.)
At the national festival, the military band performs enthusiastically in the march.
(Ulusal festivalde askeri bando coşkuyla yürüyüş sırasında performans sergiler.)
People peel vegetables and mix them with oil and spices for a healthy dish.
(İnsanlar sebzeleri soyup sağlıklı bir yemek için yağ ve baharatlarla karıştırır.)
Art events at the event location delight guests and inspire joy of living.
(Etkinlik mekanındaki sanat etkinlikleri misafirleri mutlu eder ve yaşam sevincini ilham verir.)
For Easter, we prepared desserts, pickles, and cultural dishes to celebrate.
(Paskalya için tatlılar, turşular ve kültürel yemekler hazırladık ve kutladık.)
The organizer decorated the place with lanterns and costumes for the festival.
(Organizatör, festival için mekanı fenerler ve kostümlerle süsledi.)
I melted the butter and mixed it with flour to prepare a delightful pastry.
(Tereyağını erittim ve unla karıştırarak nefis bir hamur işi hazırladım.)
10. Sınıf 8. Ünite Digital Era Kelime Listesi
10. sınıf İngilizcesinin sekizinci konusu “Digital Era” yani “Dijital Çağ”dır. Doğayla insan ilişkisini anlatan kelimeleri öğrenmek için bu ünitenin listesine birlikte bakalım.
| English | Türkçe |
|---|---|
| Access The İnformation | Bilgiye Ulaşmak |
| Access | Erişim |
| Addicted To | Bağımlı |
| Addictive | Alışkanlık Yapan |
| Affect | Etkilemek |
| Big Deal | Çok Önemli |
| Black & White Tv | Siyah Beyaz Televizyon |
| Call People | İnsanları Aramak |
| Check Account | Hesabını Kontrol Etmek |
| Contact | İrtibat Kurmak |
| Control E-Mails | E-Postaları Kontrol Etmek |
| Criticize | Eleştirmek |
| Curved Tv | Kavisli Televizyon |
| Depend On | Bağlı Olmak |
| Dominate | Hakim Olmak |
| Download Music | Müzik İndirmek |
| Game Console | Oyun Konsolu |
| Habit | Alışkanlık |
| Hardware | Donanım |
| Homepage | Anasayfa |
| İncrease | Artmak |
| İnnovation | Yenilik |
| Join Chat Rooms | Sohbet Odalarına Katılmak |
| Keep İn Touch | İletişim Halinde Bulunmak |
| Keyboard | Klavye |
| Latest Developments | En Son Gelişmeler |
| Listen To Music | Müzik Dinlemek |
| Make Easier | Kolaylaştırmak |
| Make Friends | Arkadaş Edinmek |
| Memory Card | Hafıza Kartı |
| Mouse | Fare |
| Navigation Systems | Yön Bulma Sistemi |
| Negative Effects | Olumsuz Etkiler |
| Netiquette | İnternet Görgü Kuralları |
| Offensive Language | Saldırgan Dil |
| Online Courses | Canlı Ders |
| Organ Replacement | Organ Nakli |
| Play Games | Oyun Oynamak |
| Pocket-Size | Küçük Boy |
| Positive Effects | Olumlu Etkiler |
| Keep İn Touch | İletişim Halinde Bulunmak |
| Keyboard | Klavye |
| Latest Developments | En Son Gelişmeler |
| Listen To Music | Müzik Dinlemek |
| Make Easier | Kolaylaştırmak |
| Make Friends | Arkadaş Edinmek |
| Memory Card | Hafıza Kartı |
| Mouse | Fare |
| Navigation Systems | Yön Bulma Sistemi |
| Negative Effects | Olumsuz Etkiler |
| Netiquette | İnternet Görgü Kuralları |
| Offensive Language | Saldırgan Dil |
| Online Courses | Canlı Ders |
| Organ Replacement | Organ Nakli |
| Play Games | Oyun Oynamak |
| Pocket-Size | Küçük Boy |
| Positive Effects | Olumlu Etkiler |
| Make Friends | Arkadaş Edinmek |
| Memory Card | Hafıza Kartı |
| Mouse | Fare |
| Navigation Systems | Yön Bulma Sistemi |
| Negative Effects | Olumsuz Etkiler |
| Netiquette | İnternet Görgü Kuralları |
| Offensive Language | Saldırgan Dil |
| Online Courses | Canlı Ders |
| Organ Replacement | Organ Nakli |
| Play Games | Oyun Oynamak |
| Pocket-Size | Küçük Boy |
| Positive Effects | Olumlu Etkiler |
| Read Blogs | Blog Okumak |
| Save Time | Zaman Kazanmak |
| Save | Kaydetmek |
| Send Messages | Mesaj Göndermek |
| Store | Depolama |
| Surf On The Net | İnternette Gezinmek |
| Tag | Etiketlemek |
| Technological Devices | Teknolojik Cihazlar |
| Typewriter | Daktilo |
| Use Social Media | Sosyal Medyayı Kullanmak |
| Using Technology | Teknolojiyi Kullanma |
| Via | Aracılığıyla |
| Waste Of Money | Para İsrafı |
| Wireless Printer | Kablosuz Yazıcı |
| Write Blogs | Blog Yazmak |
| Read Blogs | Blog Okumak |
| Save Time | Zaman Kazanmak |
| Save | Kaydetmek |
I access the information I need via my homepage.
(İhtiyacım olan bilgilere ana sayfam aracılığıyla ulaşıyorum.)
Many teenagers are addicted to online games and spend hours playing games.
(Birçok genç çevrimiçi oyunlara bağımlı ve saatlerce oyun oynuyor.)
Using technology can have both positive effects and negative effects.
(Teknoloji kullanımı hem olumlu hem de olumsuz etkilere sahip olabilir.)
I download music to my memory card and listen to music on the go.
(Müziği hafıza kartıma indiriyorum ve hareket halindeyken dinliyorum.)
Parents often criticize children for spending too much time on social media.
(Ebeveynler çocukları sosyal medyada çok zaman geçirdikleri için eleştirir.)
Netiquette teaches us how to use social media without offensive language.
(İnternet görgü kuralları, küfürlü dil kullanmadan sosyal medyayı nasıl kullanacağımızı öğretir.)
I like to write blogs and read blogs to keep in touch with trends.
(Blog yazmayı ve blog okumayı, trendleri takip etmek için seviyorum.)
Navigation systems and technological devices make life easier.
(Navigasyon sistemleri ve teknolojik cihazlar hayatı kolaylaştırır.)
Wireless printers and pocket-size devices help me save time.
(Kablosuz yazıcılar ve cep boyutundaki cihazlar zaman kazanmama yardımcı olur.)
I always check my account and control e-mails on my curved TV screen.
(Hesabımı kontrol eder ve e-postaları kavisli televizyon ekranımda yönetirim.)
Teenagers join chat rooms to make friends and call people online.
(Gençler arkadaş edinmek ve çevrimiçi insanlarla konuşmak için sohbet odalarına katılır.)
Technological innovations like organ replacement and online courses affect our lives.
(Organ nakli ve çevrimiçi kurslar gibi teknolojik yenilikler hayatımızı etkiler.)
People sometimes store too many files on their hardware or memory card.
(İnsanlar bazen çok fazla dosyayı donanım veya hafıza kartında depolar.)
Surfing on the net and sending messages can increase productivity if done correctly.
(İnternette gezinmek ve mesaj göndermek doğru yapıldığında verimliliği artırabilir.)
Using a keyboard and mouse correctly helps you type faster on any technological device.
(Klavye ve fareyi doğru kullanmak, herhangi bir teknolojik cihazda daha hızlı yazmanı sağlar.)
10. Sınıf 9. Ünite Modern Heroes Kelime Listesi
10. sınıf İngilizcesinin dokuzuncu konusu “Modern Heroes”, yani “Modern Kahramanlar”dır. Doğayla insan ilişkisini anlatan kelimeleri öğrenmek için bu ünitenin listesine birlikte bakalım.
| English | Türkçe |
|---|---|
| Ability | Yetenek |
| Achieve | Başarmak |
| Become İnvisible | Görünmez Olmak |
| Brave | Cesur |
| Calm Down | Sakinleştirmek |
| Compete | Yarışmak |
| Cure | Çare, Tedavi |
| Danger | Tehlike |
| Deadline | Son Teslim Tarihi |
| Disease | Hastalık |
| Endurance | Dayanıklılık |
| Enemy | Düşman |
| Extraordinary | Olağan Dışı |
| Folk Tale | Halk Hikayesi |
| Fulfill | Uygulamak |
| Get Adapted | Alışmak |
| Grow Up | Büyümek |
| Gun | Tabanca |
| Have A Chance | Şans Bulmak |
| Ability | Yetenek |
| Achieve | Başarmak |
| Become İnvisible | Görünmez Olmak |
| Brave | Cesur |
| Calm Down | Sakinleştirmek |
| Compete | Yarışmak |
| Cure | Çare, Tedavi |
| Danger | Tehlike |
| Deadline | Son Teslim Tarihi |
| Disease | Hastalık |
| Endurance | Dayanıklılık |
| Enemy | Düşman |
| Extraordinary | Olağan Dışı |
| Folk Tale | Halk Hikayesi |
| Fulfill | Uygulamak |
| Get Adapted | Alışmak |
| Grow Up | Büyümek |
| Gun | Tabanca |
| Have A Chance | Şans Bulmak |
| Heroine | Kadın Kahraman |
| İnvention | İcat |
| İnvest | Yatırım Yapmak |
| İnvestment | Yatırım |
| İnvisibility | Görünmezlik |
| Jump High | Yükseğe Zıplamak |
| Knowledge | Bilgi |
| Lack Of Rain | Kuraklık |
| Lifestyle | Yaşam Tarzı |
| Make Effort | Çaba Göstermek |
| Milestones | Önemli Olay |
| Noted People | Tanınmış Kişiler |
| Pesticides | Tarım İlaçları |
| Postpone | Ertelemek |
| Protect | Korumak |
| Proud | Kıvançlı, Gururlu |
| Represent | Temsil Etmek |
| Rival | Rakip |
| Superpower | Süper Güç |
| Supersonic | Sesten Hızlı |
| Talented | Yetenekli |
| Throw Web | Örümcek Ağı Atmak |
| Travel To Space | Uzaya Seyahat Etmek |
| Unbelievable | İnanılmaz |
| Violence | Şiddet |
| Weapon | Silah |
| Heroine | Kadın Kahraman |
| İnvention | İcat |
| İnvest | Yatırım Yapmak |
| İnvestment | Yatırım |
| İnvisibility | Görünmezlik |
| Jump High | Yükseğe Zıplamak |
| Knowledge | Bilgi |
| Lack Of Rain | Kuraklık |
| Lifestyle | Yaşam Tarzı |
| Make Effort | Çaba Göstermek |
| Milestones | Önemli Olay |
| Noted People | Tanınmış Kişiler |
| Pesticides | Tarım İlaçları |
| Postpone | Ertelemek |
| Protect | Korumak |
| Proud | Kıvançlı, Gururlu |
| Represent | Temsil Etmek |
| Rival | Rakip |
| Superpower | Süper Güç |
| Supersonic | Sesten Hızlı |
| Talented | Yetenekli |
She has the ability to jump high and become invisible in her superpower games.
(Süper güç oyunlarında yükseğe zıplama ve görünmez olma yeteneğine sahip.)
Brave heroes protect people from danger and violence.
(Cesur kahramanlar insanları tehlike ve şiddetten korur.)
He worked hard to achieve all his milestones in life.
(Hayatındaki tüm dönüm noktalarına ulaşmak için çok çalıştı.)
Folk tales often represent extraordinary events and noted people.
(Halk hikayeleri genellikle olağanüstü olayları ve tanınmış kişileri temsil eder.)
Scientists invest in inventions to cure new diseases.
(Bilim insanları yeni hastalıkları tedavi etmek için icatlara yatırım yapar.)
Children grow up and get adapted to different lifestyles.
(Çocuklar büyür ve farklı yaşam tarzlarına uyum sağlar.)
She was proud to fulfill her dreams and achieve her goals.
(Hayallerini gerçekleştirdiği ve hedeflerine ulaştığı için gururluydu.)
Rivals often compete to show who is more talented.
(Rakipler genellikle kimin daha yetenekli olduğunu göstermek için yarışır.)
Some weapons, like a gun, can cause danger if not handled properly.
(Silah gibi bazı silahlar, doğru kullanılmazsa tehlike yaratabilir.)
Knowledge and effort are needed to invest wisely and make a good investment.
(Bilgi ve çaba, akıllıca yatırım yapmak ve iyi bir yatırım yapmak için gereklidir.)
Astronauts travel to space to achieve unbelievable milestones.
(Astronotlar inanılmaz dönüm noktalarına ulaşmak için uzaya seyahat eder.)
Supersonic planes can move faster than ordinary aircraft, which is extraordinary.
(Süpersonik uçaklar normal uçaklardan daha hızlı hareket edebilir, bu da olağanüstüdür.)
Pesticides must be used carefully to protect crops from disease without harming humans.
(Tarım ilaçları, insanlara zarar vermeden hastalıklardan ürünleri korumak için dikkatli kullanılmalıdır.)
Deadlines require people to make an effort and calm down to finish tasks efficiently.
(Son tarihler, insanların çaba göstermesini ve görevleri verimli şekilde tamamlamak için sakinleşmesini gerektirir.)
10. Sınıf 10. Ünite Shopping Kelime Listesi
10. sınıf İngilizcesinin onuncu konusu “Shopping”, yani “Alışveriş”dir. Doğayla insan ilişkisini anlatan kelimeleri öğrenmek için bu ünitenin listesine birlikte bakalım.
| English | Türkçe |
|---|---|
| Appear | Ortaya Çıkmak |
| Brand-Conscious | Marka Bilinci |
| Checkout | Kasa |
| Clothes Shop | Kıyafet Mağazası |
| Color Choices | Renk Seçenekleri |
| Culture | Kültür |
| Design | Tasarım |
| Discount | İndirim |
| Fabric | Kumaş |
| Fit | Uymak |
| Fitting Room | Deneme Kabini |
| Go Window Shopping | Vitrinlere Bakmak |
| İn Cash | Nakit |
| Outfit | Kıyafet |
| Out-Of-Season Sales | Sezon Dışı İndirimler |
| Pay | Ödemek |
| Pocket Money | Cep Harçlığı |
| Prefer | Tercih Etmek |
| Put On | Giymek |
| Receipt | Fiş |
| Save Money | Para Biriktirmek |
| Set Up | Kurmak |
| Shop Assistant | Satış Görevlisi |
| Shop Till You Drop | Düşüp Bayılana Kadar Alışveriş Yapmak |
| Spend Money | Para Harcamak |
| Suit | Uymak (Kıyafet) |
| Traditional Costume | Geleneksel Kostüm |
| Try | Denemek |
| Waste Money | Boşa Para Harcamak |
| Wear | Giymek |
| Wedding | Düğün |
| Put On | Giymek |
She loves to go window shopping to see the latest designs and color choices.
(En yeni tasarımları ve renk seçeneklerini görmek için vitrin gezmeyi sever.)
My sister is very brand-conscious and always buys expensive clothes.
(Kız kardeşim markaya çok düşkündür ve her zaman pahalı kıyafetler alır.)
This outfit really suits you — it fits perfectly!
(Bu kıyafet sana gerçekten yakışıyor — tam üstüne oturmuş!)
You can try the dress in the fitting room before you pay.
(Elbiseyi ödemeden önce prova odasında deneyebilirsin.)
I prefer to pay in cash rather than by card.
(Kartla değil, nakit ödemeyi tercih ederim.)
There is a huge discount during out-of-season sales.
(Sezon sonu indirimlerinde büyük bir indirim var.)
The shop assistant helped me find the right fabric and size.
(Satış görevlisi bana doğru kumaşı ve bedeni bulmamda yardımcı oldu.)
We spent too much money on clothes last month — we need to save money now.
(Geçen ay kıyafetlere çok fazla para harcadık — şimdi para biriktirmemiz gerekiyor.)
Don’t waste money on things you don’t need.
(İhtiyacın olmayan şeylere para harcama.)
He set up a small clothes shop in his hometown.
(Memleketinde küçük bir giyim mağazası açtı.)
I always ask for a receipt after I pay for something.
(Bir şey ödedikten sonra her zaman fiş isterim.)
Traditional costumes reflect the culture and history of a country.
(Geleneksel kıyafetler bir ülkenin kültürünü ve tarihini yansıtır.)
The bride looked stunning in her wedding dress.
(Gelin, gelinliğinde muhteşem görünüyordu.)
I used my pocket money to buy a new outfit for the party.
(Parti için yeni bir kıyafet almak üzere harçlığımı kullandım.)
She likes to put on comfortable clothes after work to calm down and relax.
(İşten sonra rahatlamak için rahat kıyafetler giymeyi sever.)
10. Sınıf İngilizce Kelimeleri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
10. Sınıf ingilizce dersinin kelimelerini öğrendiğimize göre şimdi sıkça sorulan sorulara bakalım.
10. Sınıf İngilizce konuları neler?
10. sınıf ingilizcede School Life, Plans, Legendary Figures, Traditions, Travel, Helpful Tips, Foods, Digital Era, Modern Heroes and Heroines ve Shopping konuları bulunmaktadır.
10. Sınıf İngilizce kaç ünite var?
toplam 10 ünite bulunmaktadır
C1 mi daha iyi C2 mi?
C2 seviyesi, C1’den daha ileri bir İngilizce seviyesidir. C1 seviyesinde kişi dili akıcı ve etkili bir şekilde kullanabilir, ancak C2 seviyesinde neredeyse ana dili gibi konuşma, yazma, anlama ve ifade etme becerisine ulaşır. C2 kullanıcıları dildeki nüansları, mizahı ve karmaşık ifadeleri rahatlıkla anlayabilir ve akademik ya da profesyonel ortamlarda zorlanmadan iletişim kurabilir. Kısacası, C2 İngilizce’nin en yüksek yeterlilik seviyesi olarak kabul edilir.
10. sınıf ingilizce hangi seviye?
Genel olarak Türkiye’de 10. sınıf İngilizce seviyesi, B1 düzeyine denk gelir.
Çocuğunuzun İngilizce öğrenmesi için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! Çocuk eğitimi alanında uzmanlaşmış öğretmenler rehberliğinde 25 dakikalık bire bir canlı dersler, çocuk gelişi için özenle tasarlanmış eğlenceli ve öğretici interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, çocuğunuzun ihtiyaçlarına yönelik kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?


