Hepsi
Çocuklar için İngilizce
Günlük İngilizce
İngilizce Gramer
İngilizce Şarkılar
Kurumsal İngilizce
Popüler Günlük İngilizce
Popüler İngilizce Gramer
Popüler İngilizce Şarkılar
Popüler Paylaşımlar
Generic selectors
Exact matches only
Ara
Search in content
Post Type Selectors
Lütfen Dil Seçin
English
Türkçe
Português
عربي
日本
Tiếng Việt
한국어
Popüler Paylaşımlar
Hepsi
Çocuklar için İngilizce
Günlük İngilizce
İngilizce Gramer
İngilizce Şarkılar
Kurumsal İngilizce

Hava ile Alakalı İngilizce Deyimler

İngilizcede günlük konuşmalarda sıkça karşılaştığımız deyimlerin büyük bir kısmı, doğa olaylarından ve özellikle hava durumundan ilham alır. Bu deyimler, sadece dili zenginleştirmekle kalmaz, aynı zamanda duyguları, olayları ve durumları daha etkileyici ve akılda kalıcı bir şekilde anlatmamıza yardımcı olur. Özellikle hava olayları gibi evrensel kavramlar üzerinden kurulan bu ifadeler, farklı kültürler arasında da anlam köprüleri kurar.

Bu yazıda, İngilizcede sıkça kullanılan hava ile ilgili deyimlere göz atacağız. Her deyimin anlamını ve örnek cümle içinde kullanımını inceleyerek hem kelime dağarcığımızı geliştireceğiz hem de bu ifadeleri kendi konuşma ve yazılarımızda daha etkili bir şekilde kullanmayı öğreneceğiz. Günlük konuşmalarda daha akıcı ve doğal bir İngilizce için bu tür deyimlerin ne kadar önemli olduğunu fark edeceksin. Hadi İngilizcede hava durumundan çok daha fazlasını anlatan bu deyim dünyasına birlikte girelim.

EnglishCentral ile İngilizce Öğren

İngilizce öğrenirken kendi ihtiyaçlarınıza ve seviyenize odaklanmak en büyük önceliklerden biridir. EnglishCentral, kullanıcılarına İngilizce öğrenme sürecinde kişiselleştirilmiş, kapsamlı ve etkili bir destek sunan, zengin içeriklerle donatılmış bir dil öğrenme platformudur. EnglishCentral üzerinden uzman öğretmenlerimizle 7/24 özel ders yapabilirsiniz. Özel derslerinizde öğretmen, konu, tarih ve saat seçimi tamamen size aittir. Bire bir derslere ek olarak grup dersleri ile dünya üzerinden kullanıcılarla bir sınıfta buluşabilir ve ders yapabilirsiniz.

EnglishCentral, özellikle dinleme, konuşma, telaffuz ve kelime dağarcığı gibi temel dil becerilerini geliştirmek için tasarlanmış videolar ve interaktif alıştırmalar ile kullanıcıların İngilizce’yi daha doğal ve keyifli bir şekilde öğrenmelerine yardımcı olur.

EnglishCentral’ın en dikkat çeken özelliklerinden biri, kullanıcılarına dünya genelinde popüler olan film sahneleri, müzik videoları, röportajlar, haber klipleri ve eğitici içeriklerden oluşan geniş bir video kütüphanesi sunmasıdır. Bu sayede, kullanıcılar ilgi alanlarına hitap eden videoları seçerek öğrenmeyi daha eğlenceli ve kişisel hale getirebilirler. Videoların yanında sunulan altyazılar sayesinde hem dinleme hem de okuma pratiği yapılabilir, böylece öğrenciler dili doğal bir akış içinde öğrenirken anlama becerilerini güçlendirebilirler.

Platform ayrıca, her video için sunulan interaktif quizler, kelime alıştırmaları ve telaffuz çalışmaları ile öğrenmeyi pekiştirici deneyimler sunar. Örneğin, kullanıcılar videoda geçen yeni kelimeleri öğrenir ve anlamlarını pekiştirmek için interaktif testler çözebilirler. Aynı zamanda, kelime dağarcığını geliştirmek amacıyla video içindeki önemli terimler belirginleştirilir ve anlamları açıklanır, böylece kullanıcılar yeni kelimeleri doğal bir bağlam içinde öğrenme imkanı bulurlar.

Hava ile Alakalı 15 İngilizce Deyim

Hava ile ilgili deyimler, yalnızca gökyüzündeki değişimleri değil, ruh halimizi, yaşadığımız olayları ve hayatın farklı yönlerini de betimlemek için kullanılır. Bu 15 özel deyim sayesinde hem İngilizceyi daha renkli konuşabilir hem de duygularını daha etkili bir şekilde ifade edebilirsin.

1. Under the Weather

Keyifsiz, hasta hissetmek.

Örnek: I’m feeling a bit under the weather today, so I think I’ll stay home.
(Bugün biraz hasta hissediyorum, bu yüzden sanırım evde kalacağım.)

2. Head in the clouds

Türkçede “Aklı bir karış havada olmak” ile aynı anlamdadır.

Örnek: He has his head in the clouds all the time, always thinking about future plans.
(Onun aklı hep bir karış havada, sürekli gelecek planlarını düşünüyor.)

3. Storm in a Teacup

Çok önemli olmayan bir şey için büyük tepki vermek. “Pire için yorgan yakmak” ile benzer anlamdadır.

Örnek: It was just a storm in a teacup, nothing to worry about.
(Önemsiz bir şeydi, endişelenecek bir şey yok.)

4. Every Cloud Has a Silver Lining

Her şeyde bir hayır vardır.

Örnek: I lost my job, but every cloud has a silver lining, then I found an even better one.
(İşimi kaybettim ama her şeyde bir hayır vardır, sonra daha iyi bir iş buldum.)

5. Rain or Shine

Her ne olursa olsun, yağmur çamur demeden.

Örnek: We’ll meet tomorrow at the park, rain or shine.
(Yarın parkta buluşacağız, her ne olursa olsun.)

6. Snowed Under

Başını kaşıyacak vakti olmamak, başını kaldıramamak, çok yoğun olmak.

Örnek: I’m snowed under with assignments this week, there’s no time to relax.
(Bu haftaki ödevlerden başımı kaşıyacak vaktim yok, dinlenecek zaman yok.)

7. Weather the Storm

Zorluklara göğüs germek.

Örnek: The company was able to weather the storm.
(Şirket, zorluklara göğüs germeyi başarabildi.)

8. It’s a Breeze

Kolay bir şeyi belirtirken söylenir.

Örnek: The test was a breeze, I finished it in just 10 minutes.
(Test çok kolaydı, sadece 10 dakikada bitirdim.)

9. Chase Rainbows

Gerçek olması zor hayaller peşinde koşmak.

Örnek: He’s always chasing rainbows with those crazy business ideas.
(Çılgın iş fikirleriyle sürekli hayaller peşinde koşuyor.)

10. Calm Before the Storm

Fırtına öncesi sessizlik.

Örnek: It’s so quiet in the office right now, but it’s just the calm before the storm.
(Şu an ofis çok sessiz, ama bu fırtına öncesi sessizlik.)

11. Take a Rain Check

“Bir dahaki sefer” demektir, bir planın şu an iptal edilip sonraya ertelenmesini talep eden bir deyimdir. “Alacağım olsun, bir sonraki sefere” anlamlarındadır.

Örnek: I can’t come to the movies tonight, can I take a rain check for next week?
(Bu akşam sinemaya gelemiyorum, haftaya için sözleşelim mi?)

12. A Storm is Brewing

Fırtına kopacak, ortam kızışıyor.

Örnek: You can tell a storm is brewing with all the arguments happening in the meeting.
(Toplantıda çıkan tartışmalarda fırtına kopacağını anlayabiliyorsun.)

13. Throw Caution to the Wind

Risk almak, tedbirsizlik.

Örnek: She threw caution to the wind and decided to quit her job to travel the world.
(O risk aldı ve işini bırakıp dünyayı gezmeye karar verdi.)

14. Lightning Never Strikes Twice

Yıldırım aynı yere iki kere düşmez, bir kötü olay tekrar aynı şekilde yaşanmaz.

Örnek: Don’t worry about failing the test again, lightning never strikes twice.
(Sınavdan tekrar kalmaktan korkma, yıldırım aynı yere iki kere düşmez.)

15. Right as Rain

Sapasağlam, turp gibi.

Örnek: After a good night’s sleep, I felt right as rain in the morning.
(İyi bir uykudan sonra sabah turp gibiydim.)

Hava ile Alakalı İngilizce Deyimlere Örnekler

Şimdi, örnek cümlelerle öğrendiğimiz deyimleri cümlelerde kullanmayı öğrenelim. Bu örnekler, deyimlerin gerçek hayatta nasıl kullanıldığını görmenizi ve anlamlarını daha iyi pekiştirmenizi sağlayacak.

– I think I’ll skip the meeting today, I’m feeling a little under the weather.
(Galiba bugün toplantıya gelmeyeceğim, biraz hasta hissediyorum.)

– She was so focused on her dream vacation, she had her head in the clouds during the entire meeting.
(Hayalindeki tatile o kadar odaklanmıştı ki, tüm toplantı boyunca aklı bir karış havadaydı.)

– The argument was just a storm in a teacup; they made up after a few minutes.
(Tartışma küçük bir şeyden ibaretti; birkaç dakika sonra barıştılar.)

– Losing the match was tough, but every cloud has a silver lining, we learned a lot for the next one.
(Maçı kaybetmek zordu ama her şeyde bir hayır vardır, bir sonraki için çok şey öğrendik.)

– The concert will go on, rain or shine, so be sure to bring your umbrella.
(Konser yağmur çamur demeden devam edecek, bu yüzden şemsiyeni getirmeyi unutma.)

– With the new project deadline approaching, I’m totally snowed under at work.
(Yeni proje teslim tarihi yaklaşırken, iş yerinde başımı kaşıyacak vaktim yok.)

– The family had to weather the storm, but they came out stronger and more united.
(Aile zorluklara göğüs germek zorunda kaldı ama daha güçlü ve birlik içinde çıktılar.)

– The homework was a breeze; I finished it in no time.
(Ödev çok kolaydı; göz açıp kapayıncaya kadar bitirdim.)

– Stop chasing rainbows and focus on a career that will pay well.
(Hayal peşinde koşmayı bırak ve iyi para kazandıracak bir kariyere odaklan.)

– The neighborhood was so quiet, it felt like the calm before the storm.
(Mahalle o kadar sessizdi ki, fırtına öncesi sessizlik gibiydi.)

– I’m feeling tired today, can I take a rain check on our dinner plans?
(Bugün yorgunum, akşam yemeği planımızı başka bir zamana erteleyebilir miyiz?)

A storm is brewing, the tension between the teams is getting worse.
(Bir fırtına kopmak üzere, takımlar arasındaki gerginlik giderek artıyor.)

– She decided to throw caution to the wind and buy that expensive dress she had been eyeing.
(Gözünü kararttı ve uzun zamandır istediği o pahalı elbiseyi almaya karar verdi.)

– I was nervous about the presentation, but I reminded myself that lightning never strikes twice.
(Sunum konusunda gergindim ama kendime yıldırımın aynı yere iki kere düşmeyeceğini hatırlattım.)

– I was feeling right as rain again when I took my medicine.
(İlacımı içtikten sonra tekrar turp gibiyim.)

Hava ile Alakalı İngilizce Deyimler Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

“Under the weather” ne demektir?
Bu deyim, hasta veya keyifsiz hissetmek anlamına gelir. Örneğin: “I’m feeling a bit under the weather today, so I think I’ll stay home.” (Bugün biraz hasta hissediyorum, bu yüzden sanırım evde kalacağım.)

“Head in the clouds” ne demektir?
Gerçeklerden kopmuş, hayallere dalmış olmak anlamına gelir. Örneğin: “She had her head in the clouds during the meeting, thinking about her vacation.” (Toplantı sırasında aklı hayallerdeydi, tatilini düşünüyordu.)

“Right as rain” ne demektir?
Tamamen sağlıklı veya çok iyi hissetmek anlamına gelir. Örneğin: “After a good night’s sleep, I felt right as rain in the morning.” (İyi bir uykunun ardından sabah turp gibiydim.)

“Chase rainbows” ne demektir?
Gerçekleşmesi imkansız hayallerin peşinden gitmek anlamına gelir. Örneğin: “Stop chasing rainbows and focus on something realistic.” (Hayaller peşinden gitmeyi bırak, gerçekçi bir şeye odaklan.)

Öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? İngilizce öğrenmek için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! 25 dakikalık bire bir canlı dersler, 40 dakikalık grup dersleri, 30.000’den fazla interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, kullanıcılarına kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?

Çocuklar için İngilizce – İngilizce Fiziksel Özellikler
The Giver- Chappell Roan Şarkı Sözleri Türkçe Çeviri