Savaş ve barış, insanlık tarihinin en güçlü kavramlarındandır. Bu kavramlar, yalnızca tarih kitaplarında değil, günlük hayatımızda kullandığımız dile de yansımıştır. Sadece askerî durumları değil, iş hayatındaki zorluklardan arkadaş ilişkilerindeki anlaşmazlıklara kadar pek çok durumu anlatmak için İngilizcede savaş ve barışla ilgili birçok deyim kullanılır. Bu deyimleri öğrenmek, hem dil becerilerimizi geliştirir hem de İngilizce konuşan insanların duygularını ve düşüncelerini daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Bu blog yazısında, savaş ve barışla ilgili 15 İngilizce deyimi inceleyip, bu deyimlerin gerçek hayatta nasıl kullanıldığını örneklerle göstereceğiz.
EnglishCentral ile İngilizce Öğren
İngilizce öğrenirken kendi ihtiyaçlarınıza ve seviyenize odaklanmak en büyük önceliklerden biridir. EnglishCentral, kullanıcılarına İngilizce öğrenme sürecinde kişiselleştirilmiş, kapsamlı ve etkili bir destek sunan, zengin içeriklerle donatılmış bir dil öğrenme platformudur. EnglishCentral üzerinden uzman öğretmenlerimizle 7/24 özel ders yapabilirsiniz. Özel derslerinizde öğretmen, konu, tarih ve saat seçimi tamamen size aittir. Bire bir derslere ek olarak grup dersleri ile dünya üzerinden kullanıcılarla bir sınıfta buluşabilir ve ders yapabilirsiniz.
EnglishCentral, özellikle dinleme, konuşma, telaffuz ve kelime dağarcığı gibi temel dil becerilerini geliştirmek için tasarlanmış videolar ve interaktif alıştırmalar ile kullanıcıların İngilizce’yi daha doğal ve keyifli bir şekilde öğrenmelerine yardımcı olur.
EnglishCentral’ın en dikkat çeken özelliklerinden biri, kullanıcılarına dünya genelinde popüler olan film sahneleri, müzik videoları, röportajlar, haber klipleri ve eğitici içeriklerden oluşan geniş bir video kütüphanesi sunmasıdır. Bu sayede, kullanıcılar ilgi alanlarına hitap eden videoları seçerek öğrenmeyi daha eğlenceli ve kişisel hale getirebilirler. Videoların yanında sunulan altyazılar sayesinde hem dinleme hem de okuma pratiği yapılabilir, böylece öğrenciler dili doğal bir akış içinde öğrenirken anlama becerilerini güçlendirebilirler.
Platform ayrıca, her video için sunulan interaktif quizler, kelime alıştırmaları ve telaffuz çalışmaları ile öğrenmeyi pekiştirici deneyimler sunar. Örneğin, kullanıcılar videoda geçen yeni kelimeleri öğrenir ve anlamlarını pekiştirmek için interaktif testler çözebilirler. Aynı zamanda, kelime dağarcığını geliştirmek amacıyla video içindeki önemli terimler belirginleştirilir ve anlamları açıklanır, böylece kullanıcılar yeni kelimeleri doğal bir bağlam içinde öğrenme imkanı bulurlar.
Savaş ve Barışla Alakalı 15 İngilizce Deyim
Savaş ve barışla alakalı deyimler sadece askerî olayları değil, günlük hayatta karşılaştığımız zorlukları ve çözüm yollarını da anlatmak için kullanılır. İster iş hayatında ya da siyasette olsun, bu deyimler duyguları ve durumları daha etkili bir şekilde ifade etmemizi sağlar. Hadi, savaş ve barış temalı 15 yaygın İngilizce deyime, anlamlarına ve günlük konuşmalarda nasıl kullanıldıklarına birlikte göz atalım!
To wage war on something
Anlamı: Bir şeye karşı güçlü bir şekilde savaşmak, onu ortadan kaldırmaya çalışmak.
Örnek: The government is waging war on plastic waste.
(Hükümet plastik atıklara karşı savaş açtı.)
To call a truce
Anlamı: Kavga ya da tartışmaya bir süreliğine ara vermek, ateşkes ilan etmek.
Örnek: After hours of arguing, they finally called a truce and sat down to talk calmly.
(Saatler süren tartışmanın ardından sonunda ateşkes ilan ettiler ve sakin bir şekilde konuşmaya oturdular.)
To hold out an olive branch
Anlamı: Barış teklif etmek, uzlaşma girişiminde bulunmak.
Örnek: She held out an olive branch by inviting her old friend to lunch after years of silence.
(Yıllar süren sessizlikten sonra eski arkadaşını yemeğe davet ederek zeytin dalı uzattı.)
To keep the peace
Anlamı: Çatışmadan kaçınmak, huzuru ve uyumu korumak.
Örnek: He stayed quiet during the meeting just to keep the peace.
(Toplantı sırasında sadece huzuru sağlamak için sessiz kaldı.)
To give peace a chance
Anlamı: Özellikle bir çatışmadan sonra barış içinde yaşamaya veya davranmaya çalışmak.
Örnek: It’s time we gave peace a chance instead of arguing all the time.
(Sürekli tartışmak yerine artık barışa bir şans verme zamanı geldi.)
At daggers drawn
Anlamı: Şiddetli düşmanlık veya çatışma içinde olmak.
Örnek: The two colleagues have been at daggers drawn since the promotion decision.
(İki meslektaş terfi kararı yüzünden birbirine düşman kesildi.)
At gunpoint
Anlamı: Silah zoruyla; tehdit altında.
Örnek: He was forced to open the safe at gunpoint.
(Kasayı silah zoruyla açmak zorunda kaldı.)
Before you can say knife
Anlamı: Göz açıp kapayıncaya kadar, çok hızlı bir şekilde.
Örnek: He disappeared before you could say knife.
(Göz açıp kapayıncaya kadar ortadan kayboldu.)
Bring a knife to gunfight
Anlamı: Bir duruma hazırlıksız yakalanmak.
Örnek: Trying to argue with her was like bringing a knife to a gunfight.
(Onunla tartışmaya çalışmak, silahlı kavgaya bıçakla gitmek gibiydi.)
Don’t shoot the messenger
Anlamı: Kötü haberi getiren kişiye kızma; elçiye zeval olmaz.
Örnek: I didn’t make the decision, I’m just delivering it—don’t shoot the messenger!
(Kararı ben vermedim, sadece iletiyorum—elçiye zeval olmaz!)
Double-edged sword
Anlamı: Hem olumlu hem olumsuz sonuçlar doğuran şey.
Örnek: Technology is a double-edged sword—it makes life easier but also brings distractions.
(Teknoloji çift taraflı bir kılıçtır—hayatı kolaylaştırır ama aynı zamanda dikkat dağıtır.)
To fight tooth and nail
Anlamı: Büyük bir azim ve kararlılıkla mücadele etmek.
Örnek: She fought tooth and nail to win the scholarship.
(Bursu kazanmak için dişiyle tırnağıyla savaştı.)
At loggerheads
Anlamı: Şiddetli anlaşmazlık içinde olmak.
Örnek: The two departments are at loggerheads over the budget.
(İki departman bütçe konusunda şiddetli bir anlaşmazlık içinde.)
To bury the hatchet
Anlamı: Bir çatışmaya son verip barış ilan etmek.
Örnek: They finally buried the hatchet after years of rivalry.
(Yıllar süren rekabetin ardından sonunda barıştılar.)
Straight as an arrow
Anlamı: Dürüst ve ahlaki olarak doğru.
Örnek: You can trust him, he’s straight as an arrow.
(Ona güvenebilirsin, o tam anlamıyla dürüst bir insandır.)
Savaş ve Barışla Alakalı İngilizce Deyimler Hakkında Sık Sorulan Sorular
İngilizce deyimlerde “olive branch” neden barışı temsil eder?
“Olive branch” (zeytin dalı), hem Antik Yunan hem de İncil kaynaklı kültürlerde barışın sembolü olarak yer alır. Antik çağlarda savaşan taraflardan biri, savaşı sonlandırmak istediklerinde zeytin dalı sunarak barış teklifi yapardı. İngilizce deyimlerde de bu geleneksel anlamını korumuştur. “To hold out an olive branch” deyimi, “barış eli uzatmak” veya “uzlaşmak istemek” anlamına gelir.
“Make peace” ve “keep the peace” arasındaki fark nedir?
“Make peace” genellikle bir çatışma ya da tartışma sonrası tarafların barışması anlamında kullanılırken, “Keep the peace” ise mevcut bir barış ortamını korumak, kavgayı önlemek anlamındadır.Yani biri barışı sağlamak, diğeri ise barışı sürdürmek anlamı taşır.
Savaş ve barışla alakalı deyimler günlük İngilizce konuşmalarda ne kadar yaygındır?
Hem gündelik dilde hem de medya, politika, ilişkiler ve hatta iş dünyasında sıkça kullanılır. Özellikle “bury the hatchet”, “fight tooth and nail” veya “to hold out an olive branch” gibi deyimler, insanlar arası ilişkilerde mecaz anlamda barışma ya da kavga etme gibi durumları anlatmak için yaygındır.
İngilizce deyimlerin mecaz anlamlarını nasıl öğrenebilirim?
Onları bağlam içinde görmek ve örnek cümlelerle çalışmak İngilizce deyimlerin mecaz anlamlarını öğrenmenin en iyi yoludur. İngilizce hikâyeler, diziler, haber yazıları ve deyim sözlükleri bu konuda çok yardımcı olur.
Öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? İngilizce öğrenmek için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! 25 dakikalık bire bir canlı dersler, 40 dakikalık grup dersleri, 30.000’den fazla interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, kullanıcılarına kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?