Deyimler genellikle kültürlere göre şekillenen, mecaz anlam içeren, kalıplaşmış söz öbekleridir. Bütün kültürlerde olduğu gibi Türk kültüründe de oldukça önemli bir yere sahiptir. Günlük hayatımızda sıkça kullandığımız deyimler, duygularımızı anlatmanın en kısa ve en kolay yollarından biri olabilir. Her duygu durumuna göre mutlaka bir deyim vardır Bu deyimler sayesinde duygularımızı daha yaratıcı, daha etkili ve daha kolay bir şekilde ifade edebiliriz.
Üstelik bu durum sadece Türkçeye özgü değil. Deyimler, neredeyse her dilde ortak duyguları anlatmanın yaratıcı ve etkili yollarından biri olarak karşımıza çıkar. Özellikle İngilizcede de insanlar, duygularını ifade ederken deyimlerden oldukça sık yararlanır. Sevinç, öfke, korku ya da aşk gibi temel duygular; deyimler aracılığıyla çok daha doğal ve güçlü bir şekilde ifade edilebilir. Şimdi İngilizcede duygularla alakalı sık kullanılan bazı deyimlere göz atalım.
EnglishCentral ile İngilizce Öğren
İngilizce öğrenirken kendi ihtiyaçlarınıza ve seviyenize odaklanmak en büyük önceliklerden biridir. EnglishCentral, kullanıcılarına İngilizce öğrenme sürecinde kişiselleştirilmiş, kapsamlı ve etkili bir destek sunan, zengin içeriklerle donatılmış bir dil öğrenme platformudur. EnglishCentral üzerinden uzman öğretmenlerimizle 7/24 özel ders yapabilirsiniz. Özel derslerinizde öğretmen, konu, tarih ve saat seçimi tamamen size aittir. Bire bir derslere ek olarak grup dersleri ile dünya üzerinden kullanıcılarla bir sınıfta buluşabilir ve ders yapabilirsiniz.
EnglishCentral, özellikle dinleme, konuşma, telaffuz ve kelime dağarcığı gibi temel dil becerilerini geliştirmek için tasarlanmış videolar ve interaktif alıştırmalar ile kullanıcıların İngilizce’yi daha doğal ve keyifli bir şekilde öğrenmelerine yardımcı olur.
EnglishCentral’ın en dikkat çeken özelliklerinden biri, kullanıcılarına dünya genelinde popüler olan film sahneleri, müzik videoları, röportajlar, haber klipleri ve eğitici içeriklerden oluşan geniş bir video kütüphanesi sunmasıdır. Bu sayede, kullanıcılar ilgi alanlarına hitap eden videoları seçerek öğrenmeyi daha eğlenceli ve kişisel hale getirebilirler. Videoların yanında sunulan altyazılar sayesinde hem dinleme hem de okuma pratiği yapılabilir, böylece öğrenciler dili doğal bir akış içinde öğrenirken anlama becerilerini güçlendirebilirler.
Platform ayrıca, her video için sunulan interaktif quizler, kelime alıştırmaları ve telaffuz çalışmaları ile öğrenmeyi pekiştirici deneyimler sunar. Örneğin, kullanıcılar videoda geçen yeni kelimeleri öğrenir ve anlamlarını pekiştirmek için interaktif testler çözebilirler. Aynı zamanda, kelime dağarcığını geliştirmek amacıyla video içindeki önemli terimler belirginleştirilir ve anlamları açıklanır, böylece kullanıcılar yeni kelimeleri doğal bir bağlam içinde öğrenme imkanı bulurlar.
Duygularla Alakalı 20 İngilizce Deyim
İngilizcede günlük konuşmalarda sıkça karşımıza çıkan duygularla ilgili deyimleri öğrenmenin tam zamanı! Bu deyimleri bilmek, hem kelime dağarcığınızı genişletmenize hem de İngilizceyi daha akıcı konuşmanıza yardımcı olacaktır. Deyimlerin daha iyi anlaşılabilmesi için, anlamları ve örnek cümleleri bir arada sunan bir içerik hazırladık.
1. At the End of Your Rope
Anlamı: Sabrın tükenmesi
Örnek: I’m at the end of my rope because of this incident. I can’t take it anymore.
(Bu olay yüzünden sabrımın sonuna geldim. Artık dayanamıyorum.)
2. Be on Edge
Anlamı: Gergin olmak
Örnek: Everyone was on edge waiting for the results to come in.
(Herkes test sonuçlarının gelmesini beklerken gergindi.)
3. Bite Someone’s Head Off
Anlamı: Sinirli bir şekilde birine patlamak
Örnek: Don’t bite my head off for no reason. I just asked a question.
(Durduk yere bana patlama. Sadece soru sordum.)
4. Blow Off Steam
Anlamı: Stres atmak
Örnek: After a long day at work, I go for a run to blow off steam.
(Uzun bir iş gününden sonra stres atmak için koşuya çıktım.)
5. Break Down in Tears
Anlamı: Gözyaşlarına boğulmak
Örnek: The little kid broke down in tears after losing his favorite toy.
(Küçük çocuk, en sevdiği oyuncağını kaybettikten sonra gözyaşlarına boğuldu.)
6. Chip on Your Shoulder
Anlamı: Geçmişteki bir kırgınlıktan dolayı sinirli veya alıngan olmak
Örnek: The new manager has a chip on his shoulder about his old boss, so he’s constantly trying to prove himself to the team.
(Yeni yöneticinin eski patronu yüzünden alıngan bir tavrı var, bu yüzden sürekli kendisini ekibe kanıtlamaya çalışıyor.)
7. Cry Over Spilled Milk
Anlamı: Zaten olmuş olan veya değiştirilemeyen bir şey hakkında pişmanlık ifade etmek
Örnek: It’s no use crying over spilled milk.
(Olan oldu, üzülmenin anlamı yok.)
8. Fall Head Over Heels
Anlamı: Sırılsıklam aşık olmak
Örnek: You fell head over heels for her at first sight, didn’t you?
(Ona ilk görüşte sırılsıklam aşık oldun. Değil mi?)
9. Feeling Blue
Anlamı: Üzgün hissetmek
Örnek: My little sister has been feeling blue ever since her best friend moved away.
(Küçük kız kardeşim en iyi arkadaşı taşındığından beri kendini üzgün hissediyor.
10. Get Cold Feet
Anlamı: Bir şeyi yapmaktan son anda korkmak, tereddüt etmek
Örnek: I was so excited to go skydiving, but when I stood at the edge of the plane, I got cold feet and couldn’t jump.
(Paraşütle atlayacağım için çok heyecanlıydım ama uçağın kenarında durduğumda tereddüt ettim ve atlayamadım.)
11. Heart Skips a Beat
Anlamı: Kalbin yerinden fırlayacak gibi olması; kalbi küt küt atmak
Örnek: When I saw him standing there with a bouquet of flowers, my heart skipped a beat.
(Onu elinde bir buket çiçekle orada dururken gördüğümde, kalbim yerinden fırlayacak gibi oldu.)
12. Jump for Joy
Anlamı: Sevinçten havalara uçmak
Örnek: The football player jumped for joy after scoring the winning goal.
(Futbolcu galibiyet golünü attıktan sonra havalara uçtu.)
13. Lose Your Temper
Anlamı: Sinirlenmek, kendini kaybetmek
Örnek: Try not to lose your temper with the children; they’re just being loud.
(Çocuklara karşı kendini kaybetmemeye çalış, sadece ses yapıyorlar.)
14. No Hard Feelings
Anlamı: Birbirine karşı kırgınlık/kızgınlık beslememek, alınmamak
Örnek: We had a big argument with my mother, but I hope there are no hard feelings.
(Annemle büyük bir tartışma yaşadık ama umarım aramızda bir kırgınlık yoktur.)
15. Over the Moon
Anlamı: Aşırı mutlu ve heyecanlı olmak
Örnek: She was over the moon when she heard the good news.
(İyi haberi duyduğunda aşırı mutlu oldu.)
16. Scared Stiff
Anlamı: Korkudan kaskatı kesilmek veya donup kalmak
Örnek: I was scared stiff when I saw the snake in the garden.
(Bahçedeki yılanı gördüğümde korkudan kaskatı kesilmiştim.)
17. To Be in a Pickle
Anlamı: Zor bir durumda olmak, sıkıntıda olmak
Örnek: The company is in a pickle after their main supplier went out of business.
(Şirket, ana tedarikçilerinin iflas etmesinin ardından zor bir durumda kaldı.)
18. Walk on Eggshells
Anlamı: Birine karşı çok dikkatli ve hassas davranmak; ince buz üzerinde yürümek
Örnek: In our friend group, we all have to walk on eggshells around him because he gets offended so easily.
(Arkadaş grubumuzda, çok çabuk alındığı için hepimiz onun etrafında çok dikkatli davranmak zorundayız.
19. Wear Your Heart on Your Sleeve
Anlamı: Duygularını açıkça belli etmek
Örnek: She can’t hide her emotions; she definitely wears her heart on her sleeve.
(Duygularını gizleyemez; kesinlikle duygularını açıkça belli eder.)
20. Welling Up
Anlamı: Gözleri dolmak, duygulanmak
Örnek: He tried to stay strong, but the emotion of the moment caused tears to well up.
(Güçlü kalmaya çalıştı ama anın duygusu gözlerinin dolmasına neden oldu.)
Duygularla Alakalı İngilizce Deyimler Hakkında Sık Sorulan Sorular
Deyimler neden önemlidir?
Deyimler, anlatımı etkili kılmak vedili doğal, akıcı konuşabilmek için oldukça gereklidir. Bir diğer önemli özelliği ise, deyimlerin kültürel bi ayna görevi görmesidir. Çünkü deyimler bir toplumun yaşam tarzını, değer yargılarını ve tarihleri gibi unsurları da anlatır.
Duygularımızı neden deyimlerle ifade etme ihtiyacı hissederiz?
Duygular soyut kavramlardır ve anlatılması zaman zaman zor olabilir. Deyimler ise bu soyut duyguları daha anlaşılır ve etkileyici bir biçimde ifade etmemizi sağlar. Bu nedenle günlük hayatımızda deyim kullanma ihtiyacı duyarız.
“Over the moon” ile “jump for joy” arasındaki fark nedir?
Bu iki deyim her ne kadar benzer anlamlara sahip gibi görünse de aralarında ince bir fark vardır. “Over the moon”, daha çok hissedilen yoğun mutluluk anlamına gelirken; “jump for joy” ise bu mutluluğun dışa vurumudur.
Günlük konuşmalarda İngilizce deyimler etkili bir şekilde nasıl kullanılabilir?
İngilizce deyimleri günlük konuşmalara dahil edebilmenin en etkili yolu, onları parça parça değil, bağlamdan koparmadan bir bütün olarak öğrenmektir. Öğrenilen her deyimi kendi hayatınızdan örnek cümleler kurarak pekiştirmek, kalıcılığı artıracaktır. Ayrıca İngilizce dizi ve film izlemek, deyimlerin nasıl ve hangi durumlarda kullanıldığını anlamanıza yardımcı olur. Bu adımları izleyerek İngilizce deyimleri günlük konuşmalarınızda etkili bir şekilde kullanabilirsiniz.
Öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? İngilizce öğrenmek için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! 25 dakikalık bire bir canlı dersler, 40 dakikalık grup dersleri, 30.000’den fazla interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, kullanıcılarına kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?
