Hepsi
Çocuklar için İngilizce
Günlük İngilizce
İngilizce Gramer
İngilizce Şarkılar
Kurumsal İngilizce
Popüler Günlük İngilizce
Popüler İngilizce Gramer
Popüler İngilizce Şarkılar
Popüler Paylaşımlar
Generic selectors
Exact matches only
Ara
Search in content
Post Type Selectors
Lütfen Dil Seçin
English
Türkçe
Português
عربي
日本
Tiếng Việt
한국어
Popüler Paylaşımlar
Hepsi
Çocuklar için İngilizce
Günlük İngilizce
İngilizce Gramer
İngilizce Şarkılar
Kurumsal İngilizce

Çocuklar İçin İngilizce – Zıt Anlamlı İngilizce Kelimeler

Türkçede zıt anlamlı kelimeleri, anlamı netleştirmek ve karşılaştırma yapmak için sıkça kullanırız. Aynı şekilde, İngilizcede de günlük konuşma dilinde benzer amaçlarla yaygın olarak kullanılır. Çocuklar için ise zıt anlamlı İngilizce kelimeler, kelime bilgilerini geliştirmelerine ve daha akıcı konuşmalarına katkı sağlar. Bu nedenle, çocukların zıt anlamlı İngilizce kelimeleri öğrenmesi önemlidir. Bu yazıda, zıt anlamlı İngilizce kelimeleri birlikte inceleyecek ve örnek cümlelerle konuyu daha iyi kavrayacağız.

EnglishCentral Kids ile İngilizce Öğren

EnglishCentral Kids’te sizi neler mi bekliyor? EnglishCentral Kids’te çocuklar için online canlı dersler, çocuk eğitimi konusunda uzmanlaşmış öğretmenler rehberliğinde gerçekleşir. Özel derslerimiz 25 dakikadır. Ayrıca EnglishCentral Kids’de farklı ilgi alanlarına hitap eden binlerce farklı interaktif video mevcut. Çocuğunuzun ilgisini çeken videoların İzle, Öğren, Konuş aşamalarını takip edebilir, kelime çalışmalarını yapabilir ve özel derslerini çocuğunuzun ilgi ve ihtiyaçlarına göre planlayabilirsiniz. Ders raporları sayesinde çocuğunuzun ilerlemesini takip edebilir, geliştirmesi gereken noktaları görebilir ve bu konulara yoğunlaşabilirsiniz. Hemen ücretsiz kaydol, 20 dakikalık deneme dersi kazan!

Çocuklar İçin İngilizce – Zıt Anlamlı İngilizce Kelimeler Listesi ve Örnek Cümleler

Günlük hayatta sık kullanılan zıt anlamlı kelimelerin anlamları ve örnek cümleleri aşağıda yer almaktadır.

Word (Kelime)Antonym (Zıt Anlamlısı)
Big (Büyük)Small (Küçük)
Clean (Temiz)Dirty (Kirli)
Day (Gündüz)Night (Gece)
Early (Erken)Late (Geç)
Fast (Hızlı)Slow (Yavaş)
Full (Dolu)Empty (Boş)
Happy (Mutlu)Sad (Üzgün)
High (Yüksek)Low (Düşük)
Hard (Zor)Easy (Kolay)
Heavy (Ağır)Light (Hafif)
Hot (Sıcak)Cold (Soğuk)
Increase (Artmak)Decrease (Azalmak)
Inside (İçeride)Outside (Dışarıda)
Left (Sol)Right (Sağ)
Long (Uzun)Short (Kısa)
Lose (Kaybetmek)Win (Kazanmak)
Loud (Gürültülü)Quiet (Sessiz)
More (Daha fazla)Less (Daha az)
Near (Yakın)Far (Uzak)
Old (Eski)New (Yeni)
Open (Açmak)Close (Kapatmak)
Over (Üstünde)Under (Altında)
Push (İtmek)Pull (Çekmek)
Start (Başlamak)Finish (Bitirmek)
Thick (Kalın)Thin (İnce)
Tidy (Düzenli)Messy (Kısa)
Up (Yukarı)Down (Aşağı)
Wet (Islak)Dry (Kuru)
Wild (Vahşi)Tame (Evcil)
Yes (Evet)No (Hayır)
Beautiful (Güzel)Ugly (Çirkin)
Fat (Şişman)Thin (Zayıf)
Tall (Uzun)Short (Kısa)
Good (İyi)Bad (Kötü)
Crowded (Kalabalık)Deserted (Issız)
Love (Aşk)Nefret (Nefret)
Light (Aydınlık)Dark (Karanlık)
Buy (Almak)Sell (Satmak)
Future (Gelecek)Past (Geçmiş)
Kind (Kibar)Rude (Kaba)
Right (Doğru)Wrong (Yanlış)
Rich (Zengin)Poor (Fakir)
Smart (Zeki)Stupid (Aptal)
Wide (Geniş)Narrow (Dar)
Strong (Güçlü)Weak (Zayıf)
Same (Aynı)Different (Farklı)
Positive (Pozitif)Negative (Negatif)

-My toys are in the big box, and yours are in the small box.
(Büyük kutunun içinde benim, küçük kutunun içinde senin oyuncakların var.)

-I washed your dirty clothes, they’re clean now.
(Kirli kıyafetlerini yıkadım artık temizler.)

-I worked day and night to get a good grade on the exam.
(Sınavdan iyi bir not alabilmek için gündüz gece çalıştım.)

-I went to bed late and woke up early, so I am very sleepy.
(Geç yatıp erken kalktığım için çok uykum var.)

-The rabbit runs fast, but the turtle walks slow.
(Tavşan hızlı koşar, ama kaplumbağa yavaş yürür.)

-Your bag is full, so let’s put the books in my empty bag.
(Senin çantan dolu olduğu için kitapları benim boş çantama koyalım.)

-She felt happy to see her friends, but sad to say goodbye.
(Arkadaşlarını gördüğü için mutlu, ama veda ettiği için üzgündü.)

-In some climates, the lowest temperature and the highest temperature are close to each other.
(Bazı iklimlerde en düşük sıcaklık ve en yüksek sıcaklık birbirine yakındır.)

-In this game, the levels are arranged from easy to hard.
(Bu oyunda seviyeler kolaydan zora sıralanıyor.)

-This suitcase is heavy, so carry the light one if you want.
(​​Bu valiz ağır, istersen sen hafif olanı taşı.)

-Most people drink cold beverages in hot weather.
(Çoğu insan soğuk içecekleri sıcak havada içer.)

-In summer, the number of ice creams we eat increases, but in winter it decreases.
(Yazın yediğimiz dondurma miktarı artar, ancak kışın azalır.)

-It’s hot inside, but cold outside.
(İçeride hava sıcakken dışarıda soğuk.)

-Small children may confuse right and left.
(Küçük çocuklar sağını ve solunu karıştırabilir.)

-Let’s not take the long road; let’s take the short one.
(Uzun yoldan gitmeyelim; kısa yoldan gidelim.)

-I don’t like losing games, I always want to win.
(Oyunları kaybetmeyi sevmiyorum, her zaman kazanmak istiyorum.)

-It’s very loud here. Can we go somewhere quieter?
(Burada çok gürültü var. Daha sessiz bir yere gidebilir miyiz?)

-I have more apples than you, but less pears.
(Bende senden daha fazla elma var ama daha az armut var.)

-The park is near my house, but the school is far.
(Park evime yakın, ama okul uzak.)

-I prefer listening to new songs to old songs.
(Yeni şarkıları dinlemeyi eski şarkıları dinlemeye tercih ederim.)

-Can you close the door and open the window?
(Kapıyı kapatıp camı açabilir misin?)

-Where did you hide the gift? Under the table or over the wardrobe?
(Hediyeyi nereye sakladın? Masanın altına mı yoksa gardırobun üstüne mi?)

-On one side of the market door it says push, and on the other side it says pull.
(Marketin kapısının bir yüzünde itiniz diğer yüzünde çekiniz yazıyor.)

-If you start your homework late, you won’t be able to finish it early.
(Ödevi yapmaya geç başlarsan erken bitiremezsin.)

-I choose to wear thick clothes in winter and thin clothes in summer.
(Kışın kalın kıyafetler yazın ise ince kıyafetler giymeyi seçiyorum.)

-My room is never messy; it is always tidy.
(Odam hiçbir zaman dağınık değildir, her zaman düzenlidir.)

-Put your hands up and then put them down.
(Ellerini yukarı kaldır ve sonra aşağı indir.)

-The clothes were wet in the morning, but now they are dry.
(Sabah kıyafetler ıslaktı ama şimdi kuru.)

-The dog is tame, but the wolf is wild.
(Köpek evcildir, ama kurt vahşidir.)

-I will ask you a simple question. You can only answer yes or no.
(Basit bir soru soracağım. Sadece evet veya hayır diyebilirsin.)

Çocuklar İçin İngilizce – Zıt Anlamlı İngilizce Kelimeler Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Zıt anlamlı kelimeler ne demektir?
Zıt anlamlı kelimeler, anlamları birbirinin tam tersi olan kelimelerdir.
Örneğin yes-no (evet-hayır) gibi.

Zıt anlamlı İngilizce kelimeleri bilmek ne işe yarar?
Kelime dağarcığını geliştirmeye ve ifade gücünü artırmaya katkı sağlar. Aynı zamanda, daha akıcı İngilizce konuşmayı destekler.

“Lose” kelimesinin zıt anlamlısı nedir?
Lose (kaybetmek) kelimesinin zıt anlamlısı, win (kazanmak) kelimesidir.

“Big” kelimesinin zıt anlamlısı nedir?
Big (büyük) kelimesinin zıt anlamlısı, small (küçük) kelimesidir.

Çocuğunuzun İngilizce öğrenmesi için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! Çocuk eğitimi alanında uzmanlaşmış öğretmenler rehberliğinde 25 dakikalık bire bir canlı dersler, çocuk gelişi için özenle tasarlanmış eğlenceli ve öğretici interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, çocuğunuzun ihtiyaçlarına yönelik kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?

Gabriela – KATSEYE Şarkı Sözleri Türkçe Çeviri
İngilizce Edebiyat Türlerinin İsimleri