Hepsi
Günlük İngilizce
İngilizce Gramer
İngilizce Şarkılar
Kurumsal İngilizce
Popüler Günlük İngilizce
Popüler İngilizce Gramer
Popüler İngilizce Şarkılar
Popüler Paylaşımlar
Generic selectors
Exact matches only
Ara
Search in content
Post Type Selectors
Lütfen Dil Seçin
English
Türkçe
Português
عربي
日本
Tiếng Việt
한국어
Popüler Paylaşımlar
Hepsi
Günlük İngilizce
İngilizce Gramer
İngilizce Şarkılar
Kurumsal İngilizce

İngilizce Düzenli Fiiller (Regular Verbs) Detaylı Konu Anlatımı ve Örnek Cümleler

İngilizce Düzenli Fiiller nelerdir? İngilizce Düzenli fiil ne demektir? İngilizce Düzenli Fiiller nerelerde kullanılırlar? Geçmiş zaman bildiren cümlelerde sıklıkla gördüğümüz fiillerin 2. ve 3. halleri, fiillerin düzenli veya düzensiz olmasına göre değişir. İngilizce Düzenli Fiiller (Regular Verbs) Detaylı Konu Anlatımı ve Örnek Cümleler içeriğimiz İngilizce Düzenli Fiiller konusunda sizlere bir kılavuz olarak hazırlandı.

İngilizce Düzenli Fiil Oluşturma Kuralları

Cümlede geçmiş zaman anlamı varsa eğer cümledeki fiile “-ed” “-d” veya “-ied” eklerinden biri getirilir. Bu eklerin gelmesi sonucunda fiil 2. ve 3. hal olarak adlandırılan geçmiş zaman anlamı taşıyan hallerden birine bürünür. İngilizce Düzenli Fiil Oluşturma Kuralları ise şunlardır:

Eğer fiil sessiz harfle bitiyorsa “-ed” ekini alır.

She accepted my gift.
O benim hediyemi kabul etti.

Michael called me yesterday.
Michael beni dün aradı.

I have been attacked by dogs before.
Daha önce köpekler tarafından saldırıya uğradım.

Eğer fiil “e” harfi ile bitiyorsa yalnızca “-d” ekini alır.

We closed the shop.
Dükkânı kapattık.

My mother decided to work there.
Annem orada çalışmaya karar verdi.

He changed his clothes before going out.
Dışarıya çıkmadan önce kıyafetlerini değiştirdi.

Eğer fiil sessiz harf + “y” ile bitiyorsa “y” düşer ve fiil “-ied” ekini alır.

I fried potatoes for the first time.
İlk defa patates kızarttım.

They emptied the class to clean it.
Sınıfı temizlemek için boşalttılar.

The company relied on you but you failed.
Şirket sana güvendi ama sen başaramadın.

Eğer fiil sessiz harf + sesli harf + sessiz harf ile bitiyorsa sondaki sessiz harf tekrar yazılır ve ardından “-ed” eki gelir.

I regretted not attending to the meeting last time.
Geçen sefer toplantıya katılmadığım için pişman oldum.

They banned some books in the past.
Onlar geçmişte bazı kitapları yasakladılar.

She grabbed me by the arm.
O kız beni kolumdan tuttu.

İngilizce Regular Verbs (Düzenli Fiiller Nelerdir?)

İngilizce Regular Verbs Türkçede Düzenli Fiiller olarak geçmektedir. Bu fiiller, geçmiş zaman bildiren cümlelerde 2. veya 3. hale bürünmek için “-ed” ekini alırlar. Belirli kurallar sonucu “-d” veya “-ied” olabilen “-ed” eki belirli fiillere geçmiş zaman yani Past Tense veya Past Participle anlamı katmak için kullanılır.

İngilizce Düzenli Fiiller Listesi

İngilizce Düzenli Fiiler Listesi içeriğimizde sizlere bir kılavuz olması adına İngilizce Düzenli Fiilleri anlamları, 2. halleri (Past), 3. halleri (Past Participle) ve telaffuzları ile bir araya topladık ve tablo haline getirdik.

PresentPastPast ParticipleTürkçesiTelaffuzu
AcceptAcceptedAcceptedKabul etmek, onaylamak
AddAddedAddedEklemek, arttırmak
AffordAffordedAffordedParası yetmek, zaman ayırabilmek
AlertAlertedAlertedUyarmak, alarma geçmek
AnnoyAnnoyedAnnoyedKızdırmak, rahatsız etmek
AllowAllowedAllowedİzin vermek, kabul etmek
AnswerAnsweredAnsweredYanıtlamak, karşılık vermek
AppearAppearedAppearedGörünmek, belirmek
ApplaudApplaudedApplaudedAlkışlamak, beğenmek
ArrestArrestedArrestedTutuklamak, önlemek
AskAskedAskedSormak, davet etmek, rica etmek
AttachAttachedAttachedEklemek, tutturmak
AttackAttackedAttackedSaldırmak, hücum etmek
AttractAttractedAttractedÇekmek, cezbetmek
AvoidAvoidedAvoidedÖnlemek, kaçınmak
BackBackedBackedDestek olmak, arka çıkmak
BangBangedBangedPatlamak
BlessBlessedBlessedŞükretmek, kutsal saymak
BoilBoiledBoiledKaynatmak, köpürtmek
BookBookedBookedRezervasyon yapmak, kaydetmek
BorrowBorrowedBorrowedÖdünç almak
BrushBrushedBrushedFırçalamak
BurnBurnedBurnedYakmak, yanmak
CheckCheckedCheckedKontrol etmek, gözden geçirmek
ChewChewedChewedÇiğnemek, kafa yormak
ClaimClaimedClaimedİddia etmek, sahip çıkmak
CleanCleanedCleanedTemizlemek
CallCalledCalledÇağırmak, telefonla aramak
CollectCollectedCollectedToplamak, bir araya getirmek
ComplainComplainedComplainedSöylenmek, şikâyet etmek
ConcernConcernedConcernedEndişelenmek
ConnectConnectedConnectedBağlanmak
ConsiderConsideredConsideredDüşünmek, göz önünde bulundurmak
ContainContainedContainedİçermek, kapsamak
CorrectCorrectedCorrectedDüzeltmek, doğrulamak
CrossCrossedCrossedGeçmek, karşılaşmak, melezlemek
CurlCurledCurledKıvırmak, dalgalandırmak
DecayDecayedDecayedBozmak, çürütmek
DelayDelayedDelayedGeç kalmak, ertelemek
DeliverDeliveredDeliveredTeslim etmek, vermek
DependDependedDependedGüvenmek, bağlı olmak
DestroyDestroyedDestroyedZarar vermek, imha etmek
DevelopDevelopedDevelopedGeliştirmek, yükseltmek
DisappearDisappearedDisappearedGözden kaybolmak, yok olmak
DiscoverDiscoveredDiscoveredKeşfetmek, bulmak
DoubtDoubtedDoubtedŞüphe etmek, karar verememek
DreamDreamedDreamedHayal kurmak, rüya görmek
DustDustedDustedToz almak, silkelemek
EarnEarnedEarnedPara kazanmak, hak etmek
EmbarrassEmbarrassedEmbarrassedUtandırmak
EmployEmployedEmployedÇalıştırmak, iş vermek
EndEndedEndedBitirmek, bitmek
EnjoyEnjoyedEnjoyedZevk almak, hoşlanmak, eğlenmek
EnterEnteredEnteredGirmek, katılmak, kaydetmek
EntertainEntertainedEntertainedEğlendirmek, oyalamak
ExistExistedExistedVar olmak, yaşamak
ExpandExpandedExpandedGenişletmek, büyütmek
ExpectExpectedExpectedUmmak
ExplainExplainedExplainedAçıklamak
FailFailedFailedBaşarısız olmak, batmak
FearFearedFearedKorkmak, kuşkulanmak
FetchFetchedFetchedAlmak, çekmek
FillFilledFilledDoldurmak, doyurmak
FlashFlashedFlashedParlamak, yakmak
FloatFloatedFloatedSüzülmek, dalgalanmak
FloodFloodedFloodedYağdırmak, sel basmak
FlowFlowedFlowedAkmak
FollowFollowedFollowedTakip etmek
FormFormedFormedOluşturmak, biçimlendirmek
FoundFoundedFoundedKurmak, dayandırmak
FrightenFrightenedFrightenedKorkutmak
GlowGlowedGlowedParlamak
GreetGreetedGreetedSelamlamak, kutlamak
GuardGuardedGuardedKorumak, nöbet tutmak
GuessGuessedGuessedTahmin etmek, sezmek
HammerHammeredHammeredÇakmak, çekiçle vurmak
HandHandedHandedYardım etmek
HangHangedHangedAsmak, sarkıtmak
HappenHappenedHappenedOlmak, meydana gelmek
HarmHarmedHarmedZarar vermek, kötülük etmek
HeadHeadedHeadedBaşı çekmek
HealHealedHealedİyileşmek, iyileştirmek
HeatHeatedHeatedIsıtmak
HelpHelpedHelpedYardım etmek
HookHookedHookedTakmak, çengellemek
HoverHoveredHoveredEtrafında gezinmek, üstünde uçmak
HuntHuntedHuntedAvlamak, avlanmak
ImpressImpressedImpressedEtkilemek, aklına sokmak
InformInformedInformedBilgi vermek
InstructInstructedInstructedBilgilendirmek, öğretmek
InterestInterestedInterestedİlgilendirmek
InterruptInterruptedInterruptedYarıda kesmek
InventInventedInventedİcat etmek
ItchItchedItchedKaşınmak
JailJailedJailedTutuklamak
JoinJoinedJoinedKatılmak
JumpJumpedJumpedZıplamak
KickKickedKickedTekme atmak
KillKilledKilledÖldürmek, katletmek
KissKissedKissedÖpmek
KneelKneeledKneeledDiz çökmek
KnockKnockedKnockedVurmak, çarpmak
LandLandedLandedKaraya çıkmak, indirmek
LaughLaughedLaughedGülmek
LearnLearnedLearnedÖğrenmek
LiftLiftedLiftedKaldırmak, yükseltmek
ListenListenedListenedDinlemek
LoadLoadedLoadedYüklemek
LockLockedLockedKilitlemek
LookLookedLookedBakmak
MatchMatchedMatchedEşlemek, karşılaştırmak
MeltMeltedMeltedEritmek,
MendMendedMendedDüzeltmek, tamir etmek
MissMissedMissedÖzlemek, kaçırmak
MixMixedMixedKarıştırmak
MurderMurderedMurderedÖldürmek, cinayet işlemek
NeedNeededNeededİhtiyacı olmak
NestNestedNestedİç içe koymak, yuva yapmak
ObeyObeyedObeyedİtaat etmek
ObtainObtainedObtainedElde etmek
OfferOfferedOfferedTeklif etmek
OpenOpenedOpenedAçmak
OrderOrderedOrderedSipariş vermek, emretmek
OwnOwnedOwnedSahip olmak
PackPackedPackedPaketlemek
PaintPaintedPaintedBoyamak, resim yapmak
ParkParkedParkedPark etmek
PerformPerformedPerformedYerine getirmek, uygulamak
PinchPinchedPinchedKıstırmak, çimdiklemek
PlayPlayedPlayedOynamak
PointPointedPointedİşaret etmek
PossessPossessedPossessedSahip olmak
PrayPrayedPrayedDua etmek
PreferPreferedPreferedTercih etmek
PretendPretendedPretendedNumara yapmak
PressPressedPressedBaskı yapmak
PourPouredPouredDökmek
PreventPreventedPreventedYol göstermek
PrintPrintedPrintedBasmak, yayınlamak
ProtectProtectedProtectedKorumak
PunishPunishedPunishedCezalandırmak
PushPushedPushedİtmek
QuestionQuestionedQuestionedSoru sormak
RainRainedRainedYağmur yağmak, yağdırmak
RecordRecordedRecordedKaydetmek
ReachReachedReachedUlaşmak
ReflectReflectedReflectedYansıtmak, ifade etmek
RejectRejectedRejectedReddetmek, çıkarmak
RemainRemainedRemainedKalmak, sürdürmek
RememberRememberedRememberedHatırlamak
RemindRemindedRemindedHatırlatmak
RequestRequestedRequestedTalep etmek
ReturnReturnedReturnedGeri dönmek
RushRushedRushedAcele etmek
ScreamScreamedScreamedÇığlık atmak
SealSealedSealedMühürlemek, kapatmak
ShockShockedShockedŞok etmek, şaşkına dönmek
SignSignedSignedİmzalamak
SmellSmelledSmelledKokmak, sezmek
SoundSoundedSoundedSes çıkarmak
SufferSufferedSufferedAcı çekmek, katlanmak
SuggestSuggestedSuggestedTavsiye etmek
ThankThankedThankedTeşekkür etmek
TouchTouchedTouchedDokunmak, etkilemek
TrainTrainedTrainedEğitmek
TravelTraveledTraveledSeyahat etmek
TrustTrustedTrustedGüvenmek
TurnTurnedTurnedDönmek, çevirmek
VisitVisitedVisitedZiyaret etmek
WaitWaitedWaitedBeklemek
WalkWalkedWalkedYürümek
WantWantedWantedİstemek
WarmWarmedWarmedIsıtmak, ısınmak
WarnWarnedWarnedUyarmak, ihbar etmek
WashWashedWashedYıkamak, yıkanmak
WatchWatchedWatchedİzlemek
WhisperWhisperedWhisperedFısıldamak, dedikodu yapmak
WishWishedWishedDilemek, ummak
WonderWonderedWonderedMerak etmek, şaşmak
AdviseAdvisedAdvisedFikir vermek, bildirmek
AgreeAgreedAgreedAnlaşmak, uymak
ArgueArguedArguedTartışmak, savunmak
ArrangeArrangedArrangedDüzenlemek, planlamak
BakeBakedBakedFırında pişirmek
BalanceBalancedBalancedDengelemek, karşılaştırmak
BatheBathedBathedYıkanmak
BehaveBehavedBehavedDavranmak
BoreBoredBoredSıkmak, bunaltmak
BreatheBreathedBreathedNefes almak
CalculateCalculatedCalculatedHesaplamak, tasarlamak
CareCaredCaredİlgilenmek, özen göstermek
CauseCausedCausedSebep olmak
ChangeChangedChangedDeğiştirmek, bozdurmak
CloseClosedClosedKapatmak, yaklaşmak
CompareComparedComparedKarşılaştırmak
ContinueContinuedContinuedDevam etmek
DamageDamagedDamagedZarar vermek, bozmak
DanceDancedDancedDans etmek
DareDaredDaredCesaret etmek, cüret etmek
DecideDecidedDecidedKarar vermek, sonuca varmak
DescribeDescribedDescribedAnlamak, tanımlamak
DeserveDeservedDeservedHak etmek, layık olmak
DivideDividedDividedBölmek, sınıflandırmak
EncourageEncouragedEncouragedCesaretlendirmek, teşvik etmek
EscapeEscapedEscapedKaçmak, kurtulmak
FaceFacedFacedYüzleşmek, bakmak
FireFiredFiredYakmak, yanmak
HopeHopedHopedÜmit etmek, beklemek
IgnoreIgnoredIgnoredGörmezden gelmek, umursamamak
IncludeIncludedIncludedİçermek, dahil etmek
InjureInjuredInjuredYaralamak, kötülük etmek
IncreaseIncreasedIncreasedArtırmak, büyümek, zam yapmak
InterfereInterferedInterferedMüdahale etmek, girişmek
JokeJokedJokedŞaka yapmak, fıkra anlatmak
LieLiedLiedYalan söylemek, uzanmak
LikeLikedLikedSevmek, hoşlanmak
LiveLivedLivedYaşamak, hayatta kalmak
LoveLovedLovedSevmek
ManageManagedManagedİşletmek, idare etmek
MateMatedMatedEvlenmek, çiftleşmek, mat etmek
MoveMovedMovedHareket etmek, taşınmak, ilerlemek
NoteNotedNotedNot etmek, dikkat etmek
NoticeNoticedNoticedFark etmek, bildirmek
ObserveObservedObservedGörmek, incelemek, uymak
OweOwedOwedBorçlu olmak
PausePausedPausedAra vermek, tereddüt etmek
PlacePlacedPlacedYerleştirmek, koymak
PracticePracticedPracticedUygulamak, pratik yapmak
PreparePreparedPreparedHazırlık yapmak
PromisePromisedPromisedSöz vermek, umut vermek
ProvideProvidedProvidedTemin etmek, şart koşmak
RaceRacedRacedYarışmak, yarıştırmak
RaiseRaisedRaisedYükseltmek, yetiştirmek
ReleaseReleasedReleaseSalıvermek, serbest bırakmak
ReduceReducedReducedAzaltmak, kısmak
ReceiveReceivedReceivedAlmak, kabul etmek
RefuseRefusedRefusedReddetmek, kaçınmak
RescueRescuedRescuedKurtarmak, muaf tutmak
RetireRetiredRetiredEmekli olmak, çekilmek
SaveSavedSavedBiriktirmek, kurtarmak, korumak
ScareScaredScaredKorkmak, korkutmak
ScrapeScrapedScrapedKazımak, sıyırmak
ScribbleScribbledScribbledKaralamak, eğri büğrü yazmak
ServeServedServedHizmet vermek, servis yapmak, yerine getirmek
SettleSettledSettledYerleşmek, yerleştirmek, ödemek
ShareSharedSharedPaylaşmak, katılmak, iştirak etmek
ShadeShadedShadedGölgelemek, dönüşmek
ShaveShavedShavedTıraş olmak, rendelemek
SmokeSmokedSmokedTütmek, sigara içmek
SnoreSnoredSnoredHorlamak
SpareSparedSparedAyırmak, esirgemek, biriktirmek
StareStaredStaredGözünü dikmek
StrokeStrokedStrokedSıvazlamak, okşamak
SupposeSupposedSupposedVarsaymak, tahmin etmek
SurpriseSurprisedSurprisedSürpriz yapmak, oyuna getirmek
TasteTastedTastedTadına bakmak
TeasedTeasedTeasedKızdırmak
TelephoneTelephonedTelephonedTelefon etmek, telefonda söylemek
TickleTickledTickledGıdıklamak, güldürmek
TieTiedTiedBağlamak, berabere kalmak
TireTiredTiredYorulmak, bıkmak, dekore etmek
TraceTracedTracedİzinden gitmek, kopya çekmek, tasarlamak
TradeTradedTradedTicaret yapmak, takas etmek
TroubleTroubledTroubledSorun çıkarmak, rahatsız etmek
TumbleTumbleTumbleDüşmek, takla atmak
TypeTypedTypedDaktilo ile yazmak
UseUsedUsedKullanmak, yararlanmak
WasteWastedWastedHarcamak
WaveWavedWavedEl sallamak, dalgalanmak
WipeWipedWipedTemizlemek, kurulamak
WrestleWrestledWrestledMücadele etmek, güreşmek
WriggleWriggledWriggledÇalkalamak, kıvırmak
BuryBuriedBuriedGömmek, örtmek
CryCriedCriedAğlamak, çığlık atmak
CarryCarriedCarriedTaşımak, nakletmek
CopyCopiedCopiedKopya etmek
DryDriedDriedKurutmak
EmptyEmptiedEmptiedİçini boşaltmak
FancyFanciedFanciedHoşlanmak, fantezi kurmak
FryFriedFriedKızartmak
HurryHuriedHurriedAcele etmek
IdentifyIdentifiedIdentifiedBelirlemek, tanımak
MarryMarriedMarriedEvlenmek
MultiplyMultipliedMultipliedÇarpmak, çoğalmak
RelyReliedReliedİnanmak
ReplyRepliedRepliedYanıtlamak, karşılık vermek
SatisfySatisfiedSatisfiedMemnun etmek
SupplySuppliedSuppliedSağlamak, tedarik etmek
TerrifyTerrifiedTerrifiedDünü patlatmak
TryTriedTriedDenemek
UntidyUntidiedUntidiedDağıtmak
WorryWorriedWorriedKorkmak, endişe etmek
AdmitAdmittedAdmittedKabul etmek, itiraf etmek
BanBannedBannedYasaklamak, boykot etmek
BatBattedBattedVuruş yapmak
BegBeggedBeggedYalvarmak
ChopChoppedChoppedDoğramak
ClapClappedClappedAlkışlamak
ClipClippedClippedKırpmak, tutturmak
DamDammedDammedBaraj yapmak, set çekmek
DripDrippedDrippedDamlamak, sızdırmak
DropDroppedDroppedDüşürmek, bırakmak
DrumDrummedDrummedDavul çalmak, tempo tutmak
FitFittedFittedUymak, uydurmak, oturmak
FlapFlappedFlappedKanat çırpmak, sallanmak
GrabGrabbedGrabbedKapmak, zorla almak
GrinGrinnedGrinnedSırıtmak
GripGrippedGrippedKavramak, sıkıştırmak
HopHoppedHoppedAtlamak, zıplamak, sıçramak
HugHuggedHuggedKucaklamak, sarılmak
HumHummedHummedVızıldamak uğuldamak
JogJoggedJoggedDürtmek, jogging yapmak
JamJammedJammedBasmak, sıkıştırmak
KnotKnottedKnottedDüğüm atmak, bağlamak
MugMuggedMuggedİneklemek, çok çalışmak
NodNoddedNoddedKafa sallamak, başıyla selam vermek
OccurOccurredOccurredMeydana gelmek, oluşmak
PlanPlannedPlannedPlanlamak
PlugPluggedPluggedTıkamak
RegretRegrettedRegrettedPişman olmak
RobRobbedRobbedÇalmak, zorla almak
SkipSkippedSkippedAtlamak, sıçramak
SlipSlippedSlippedKaymak
SlapSlappedSlappedTokat atmak
SpotSpottedSpottedBenek benek olmak
StepSteppedSteppedAdım atmak
StopStoppedStoppedDurmak
StrapStrappedStrappedBantlamak, sarmak
TapTappedTappedMusluğu açmak, para sızdırmak
TipTippedTippedBahşiş vermek
TrapTrappedTrappedYakalamak, tuzağa düşürmek
TripTrippedTrippedÇelme takmak, düşürmek
WhipWhippedWhippedKamçılamak, çırpmak
WrapWrappedWrappedSarmak, paketlemek
ZipZippedZippedSüslemek, gayretli olmak

İngilizce Düzenli Fiillere Örnek Cümleler

I screamed at the top of my lungs.
Ciğerlerim çıkana kadar bağırdım.

The mouse is trapped.
Fare tuzağa düştü.

Alex wiped her hand with wet wipes.
Alex elini ıslak mendille sildi.

We wrapped presents together last year.
Geçen sene hediyeleri beraber paketledik.

Melissa played volleyball for 5 years.
Melissa 5 sene voleybol oynadı.

The guide informed us about the country.
Rehber bizi ülke hakkında bilgilendirdi.

I baked a cake for your birthday.
Doğum günün için kek pişirdim.

We danced all night.
Bütün gece dans ettik.

I was allowed to go out at night.
Gece dışarıya çıkmaya iznim vardı.

I cared about you a lot.
Sana çok değer verdim.

My father shaved his beard today.
Babam bugün sakalını traş etti.

At first it sounded bad now the song is beautiful.
Başta kulağa çok kötü geldi ama şarkı şimdi güzel.

She was satisfied with the way things turn out.
O işlerin son halinden tatmin oldu.

My mother worked in an office for 10 years.
Annem 10 sene boyunca bir ofiste çalıştı.

I jogged every day for two weeks.
İki hafta boyunca her gün koşuya çıktım.

İngilizce Düzenli Fiiller (Regular Verbs) Detaylı Konu Anlatımı ve Örnek Cümleler ile İlgili Sık Sorulan Sorular

İngilizce düzenli fiiller nelerdir?

İngilizce düzenli fiiller geçmiş zaman anlamı içeren cümlelerde “-ed, -d, -ied” eklerinden birini alarak 2. veya 3. hale getirilen fiillerdir.

İngilizcede düzenli fiil ne demek?

İngilizcede düzenli fiil 2. veya 3. haline geçmek için yalnızca “-ed, -d, -ied” eklerinden birini alan fiil demektir.

Düzenli Fiil nasıl anlaşılır?

Bir fiilin düzenli veya düzensiz olduğunu anlamak için bir yöntem yoktur. Yalnızca ezber yolu ile ayırt edilebilen İngilizce düzenli ve düzensiz fiilleri anlamak için araştırma yapmak gerekmektedir.

“Have” düzenli fiil mi?

“Have” fiili 2. veya 3. haline geçerken tamamen değişip “Had” haline geldiği için düzensiz bir fiildir.

İngilizce Düzenli Fiiller (Regular Verbs) Detaylı Konu Anlatımı ve Örnek Cümleler ile ilgili öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? Dilerseniz EnglishCentral’da bulunan 15.000’den fazla interaktif video derslerini inceleyebilir, kelime dağarcığınızı geliştirip telaffuz pratiği yapabilirsiniz. Dilerseniz öğrendiklerinizi canlı ve birebir İngilizce özel ders sırasında kişisel İngilizce öğretmeniniz ile tekrar edebilirsiniz. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?

İngilizce Dostluk ve Arkadaşlık Sözleri ve Anlamları İngilizce Dostluk ve Arkadaşlık Sözleri ve Anlamları
İngilizce Kelimelerin Okunuşu, Yazılışı ve Telaffuzu İngilizce Kelimelerin Okunuşu, Yazılışı ve Telaffuzu