Hepsi
Günlük İngilizce
İngilizce Gramer
İngilizce Şarkılar
Kurumsal İngilizce
Popüler Günlük İngilizce
Popüler İngilizce Gramer
Popüler İngilizce Şarkılar
Popüler Paylaşımlar
Generic selectors
Exact matches only
Ara
Search in content
Post Type Selectors
Lütfen Dil Seçin
English
Türkçe
Português
عربي
日本
Tiếng Việt
한국어
Popüler Paylaşımlar
Hepsi
Günlük İngilizce
İngilizce Gramer
İngilizce Şarkılar
Kurumsal İngilizce

İngilizce Fıkralar ve Türkçe Anlamları

İngilizce fıkralar ve Türkçe anlamları nelerdir? En çok bilinen İngilizce fıkralar nelerdir? İngilizce öğrenen kişiler sıklıkla fıkralarla karşılaşabiliyor. İngilizce fıkralarla, İngilizcenizi geliştirirken eğlenebilirsiniz. Yabancı arkadaşlar edinirken İngilizce fıkralardan faydalanarak ortama neşe ve eğlence katabilirsiniz. Sizler için bu içeriğimizde İngilizce fıkralar ve Türkçe anlamlarından bahsettik.

En Komik 30 İngilizce Fıkra Örneği

Arkadaş ortamınıza neşe katmak için İngilizce fıkralardan yararlanabilirsiniz. İçeriğimizdeki komik İngilizce fıkralara göz gezdirerek beğendiklerinizi arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz. En çok bilinen ve en komik İngilizce fıkralara aşağıda yer verilmiştir.

1. İngilizce Fıkra
Teacher: Maria please show America on the map.
Maria: Here it is.
Teacher: Good. Then kid, who discovered America?
Class: Maria did, teacher.

İngilizce Fıkra Çevirisi
Öğretmen: Maria haritada Amerika’yı göster.
Maria: İşte burada.
Öğretmen: Aferin. Şimdi çocuklar, Amerika’yı kim buldu?
Sınıf: Maria buldu öğretmenim.

2. İngilizce Fıkra
Andy: Aren’t you wearing your wedding ring on the wrong finger?
Berg: Yes I am, because I married the wrong woman.

İngilizce Fıkra Çevirisi
Andy: Evlilik yüzüğünü yanlış parmağına takmıyor musun?
Berg: Evet takıyorum çünkü yanlış kadınla evlendim.

3. İngilizce Fıkra
“Am I the first man you have ever loved?” John asked.
“Of course” Linda answered “Why do men always ask the same question?”

İngilizce Fıkra Çevirisi
“Ben senin aşık olduğun ilk kişi miyim?” diye sordu John.
“Tabiki” diye cevapladı Linda “Niçin erkekler hep aynı soruyu soruyor?”

4. İngilizce Fıkra
When I was young I didn’t like going to weddings.
My grandmother would tell me, “You’re next.”
However, she stopped saying it after I started saying the same thing to her at funerals.

İngilizce Fıkra Çevirisi
Gençken evlilik törenlerine gitmek istemezdim.
Büyükannem “Sıradaki sensin” derdi.
Ama ona aynı şeyi cenazelerde söylemeye başladıktan sonra demeyi bıraktı.

5. İngilizce Fıkra
Ashly: I’m in big trouble!
Jason: Why is that?
Ashly: I saw a mouse in my house!
Jason: Oh, well, all you need to do is use a mouse trap.
Ashly: I don’t have one.
Jason: Well then, buy one.
Ashly: Can’t afford one.
Jason: I can give you mine if you want.
Ashly: That sounds good.
Jason: All you need to do is just use some cheese in order to make the mouse come to the trap.
Ashly: I don’t have any cheese.
Jason: Okay then, take a piece of bread and put a bit of oil in it and put it in the trap.
Ashly: I don’t have oil.
Jason: Well, then put only a small piece of bread.
Ashly: I don’t have bread.
Jason: Then what is the mouse doing at your house?

İngilizce Fıkra Çevirisi
Ashly: Başım büyük belada.
Jason: Nedenmiş o?
Ashly: Evimde bir fare gördüm
Jason: Öyle mi? Tüm yapman gereken bir kapan kullanmak.
Ashly: Kapanım yok.
Jason: O zaman bir tane al.
Ashly: Alacak param yok.
Jason: İstersen benimkini sana verebilirim.
Ashly: İyi fikir.
Jason: Farenin kapana gelmesini sağlamak için tüm yapman gereken sadece biraz peynir kullanman.
Ashly: Peynirim de yok.
Jason: Tamam o zaman bir parça ekmek al ve üstüne biraz yağ dök ve bunu kapana yerleştir.
Ashly: Yağ da yok.
Jason: O zaman sadece bir parça ekmek kullan.
Ashly: Ekmek de yok.
Jason: O zaman farenin evinde ne işi var?

6. İngilizce Fıkra
In the first year of marriage, the man speaks and the woman listens. In the second year, the woman speaks and the man listens. In the third year, they both speak and the neighbors listen.

İngilizce Fıkra Çevirisi
Evliliğin ilk yılında adam konuşur ve kadın dinler. Evliliğin ikinci yılında kadın konuşur ve adam dinler. Evliliğin üçüncü yılında her ikiside konuşur ve komşuları dinler.

7. İngilizce Fıkra
Love is one long sweet dream, but marriage is the alarm clock.

İngilizce Fıkra Çevirisi
Aşk uzun tatlı bir rüyadır ama evlilik çalar saattir.

8. İngilizce Fıkra
Two factory workers are talking.
The woman says, “I can make the boss give me the day off.”
The man asks, “And how would you do that?”
The woman says, “Just wait and see.” She then hangs upside-down from the ceiling.
The boss comes in and screams, “What are you doing?”
The woman answers, “I’m a light bulb.”
The boss then adds, “You’ve been working so much that you’ve gone crazy. I think you need to take the day off.”
The man begins to follow her and the boss shouts, “Where are you going?”
The man says, “I’m going home, too. I can’t work in the dark.”

İngilizce Fıkra Çevirisi
İki fabrika işçisi konuşuyor.
Kadın der ki “Patronu bana izin vermeye zorlayabilirim.”
Adam sorar “Bunu nasıl yapacaksın?”
Kadın der ki “İzle ve gör.” Sonra tavanda baş aşağı asılı sallanmaya başlar.
Patron içeri gelir ve çığlığı basar ”Ne yapıyorsun?”
Kadın yanıtlar “Ben bir ampülüm.”
Patron sonra ekler ”Öyle çok çalışıyorsun ki delirdin artık. Sanırım bugün istirahate ihtiyacın var.”
Adam kadını takip etmeye başlar ve patron bağırır ”Sen nereye gidiyorsun?”
Adam der ki ”Ben de eve gidiyorum. Karanlıkta çalışamam ki.”

9. İngilizce Fıkra
A dog thinks:
“Hey, these people I live with feed me, provide me with a nice warm house, and take good care of me … they must be gods.”
A cat thinks:
“Hey, these people I live with feed me, provide me with a nice warm house, and take good care of me … I must be a god.”

İngilizce Fıkra Çevirisi
Bir köpek düşünür:
“Hey, birlikte yaşadığım bu insanlar beni besliyorlar, bana sıcak bir ev sağlıyorlar ve bana iyi bakıyorlar … tanrı olmalılar.”
Bir kedi düşünür:
“Hey, birlikte yaşadığım bu insanlar beni besliyorlar, bana sıcak bir ev sağlıyorlar ve bana iyi bakıyorlar … tanrı olmalıyım.”

10. İngilizce Fıkra
Teacher: Why are you late, son?
Student: Because of the sign on the road.
Teacher: What type of a sign.
Student: The sign that says, “School Ahead, Go Slow!”.

İngilizce Fıkra Çevirisi
Öğretmen: Neden geç kaldın oğlum?
Öğrenci: Yoldaki tabela yüzünden.
Öğretmen: Ne tür bir işaret?
Öğrenci: “Okul İleride, Yavaş Gidin!” yazan tabela.

11. İngilizce Fıkra
A: Why are you crying?
B: The elephant is dead.
A: Was he your pet?
B: No, but I’m the one who must dig his grave.

İngilizce Fıkra Çevirisi
A: Niye ağlıyorsun?
B: Fil öldü.
A: Senin hayvanın mıydı?
B: Hayır, ama mezarını ben kazmak zorundayım.

12. İngilizce Fıkra
Son: Why are all those people running?
Dad: They are running a race to get a cup.
Son: Who will get the cup?
Dad: The person who wins.
Son: Then why are all the others running?

İngilizce Fıkra Çevirisi
Çocuk: Bu insanların hepsi neden koşuyor?
Baba: Onlar kupa kazanmak için yarışıyorlar.
Çocuk: Peki, kupayı kim alacak?
Baba: Kazanan kişi alacak.
Çocuk: Peki diğerleri niye koşuyor?

13. İngilizce Fıkra
Two boys were arguing when the teacher entered the room. The teacher says, “Why are you arguing?”
One boy answers, “We found ten dollars and decided to give them to whoever tells the biggest lie.”
The teacher gets angry and says, “You should be ashamed of yourselves. When I was your age I didn’t even know what a lie was.”
The boys gave the ten dollars to the teacher.

İngilizce Fıkra Çevirisi
Öğretmen odaya girdiğinde iki erkek çocuk tartışıyordur. Öğretmen “Neden tartışıyorsunuz?” der.
Çocuklardan biri, “On dolar bulduk ve en büyük yalanı söyleyene vermeye karar verdik” diye yanıt verir.
Öğretmen sinirlenir ve “Kendinizden utanmalısınız. Ben sizin yaşınızdayken yalanın ne olduğunu bile bilmiyordum.”
Çocuklar on doları öğretmene verirler.

14. İngilizce Fıkra
A young woman had a date with a circus sword swallower. She had never seen a sword swallower before, so she asked him to perform for her. He began swallowing some pins and needles.
“Those aren’t swords” said the girl. “They are just pines and needles.”
“I know” said the sword swallower. “But I’m on a diet.”

İngilizce Fıkra Çevirisi
Genç bir kadının bir sirk kılıcı yutucusu ile randevusu vardı. Daha önce hiç kılıç yutan biriyle buluşmamıştı, bu yüzden onun için performans göstermesini istedi. Kılıç yutucusu birkaç diken ve iğne yutmaya başladı.
“Bunlar kılıç değil” dedi kız. “Onlar sadece dikenler ve iğneler.”
“Biliyorum” dedi kılıç yutucusu. “Ama diyetteyim.”

15. İngilizce Fıkra
Teacher asks a problem in mathematics, Ali raises his hand but makes the question wrong.
Teacher asks turning to class:
– Yes, students, what was your friend’s first mistake?
Emre answers:
– It was raising his hand, teacher.

İngilizce Fıkra Çevirisi
Öğretmen bir matematik problemi sorar, Ali elini kaldırır ama soruyu yanlış yapar.
Öğretmen sınıfa dönerek sorar:
– Evet öğrenciler, arkadaşınızın ilk hatası neydi?
Emre cevap verir:
– Elini kaldırmak hocam.

16. İngilizce Fıkra
One day the headmaster’s phone rings. Manager answers the phone:
– Yes?
– The headmaster, my child will not come to school today, it was a bit ill.
– OK. Who are you?
“Me?” says the child and continues:
– I am my father.

İngilizce Fıkra Çevirisi
Bir gün müdürün telefonu çalar. Müdür telefona cevap verir:
– Evet?
-Müdür bey bugün çocuğum okula gelmeyecek, biraz hasta.
– Tamam. Sen kimsin?
Çocuk “Ben?” der ve devam eder:
– Ben babamım.

17. İngilizce Fıkra
Teacher calls Ali to the chalkboard and questions:
– Ali, look, you have 10 liras in your pocket, and I gave you 15 liras. How much is in your pocket?
– I do not know what’s in my pocket, but I think I have somebody else’s pants on my body, teacher.

İngilizce Fıkra Çevirisi
Öğretmen Ali’yi kara tahtaya çağırır ve sorar:
– Ali, bak, cebinde 10 lira var ve ben sana 15 lira verdim. Cebinde ne kadar oldu?
– Cebimde ne var bilmiyorum ama sanırım üzerimde başka birinin pantolonu var öğretmenim.

18. İngilizce Fıkra
Teacher asks the child:
– How many hours are there in a day, son?
– 25 hours, teacher.
– How is this possible, son? 24 hours.
– Did you not say yesterday that times delayed one hour ahead?

İngilizce Fıkra Çevirisi
Öğretmen çocuğa sorar:
– Günde kaç saat var evlat?
– 25 saat, öğretmenim.
– Bu nasıl mümkün olabilir evlat? 24 saat var.
– Dün saatlerin bir saat ileriye alınacağını söylemediniz mi?

19. İngilizce Fıkra
A student went to the school, that day she would receive a report card, she got back home after taking her report card.
“Dad, my notes are all five.” she said.
Her father looked at the report card.
“My daughter, these are all one!” he said.
The girl said:
“Dad, the sum of all is five.”

İngilizce Fıkra Çevirisi
Bir öğrenci okula gitti, o gün karne alacaktı, karnesini aldıktan sonra eve döndü.
“Baba, notlarımın hepsi beş.” dedi.
Babası karneye baktı.
“Kızım, hepsi bir!” dedi.
Kız da:
“Baba, hepsinin toplamı beş.”

20. İngilizce Fıkra
Doctor: “I’m sorry but you suffer from a terminal illness and have only 10 to live.”
Patient: “What do you mean, 10? 10 what? Months? Weeks?!”
Doctor: “Nine… eight…”

İngilizce Fıkra Çevirisi
Doktor: “Üzgünüm ama ölümcül bir hastalıktan muzdaripsiniz ve kalan süreniz 10.”
Hasta: “Ne demek, 10? 10 ne? Ay? Hafta ?!”
Doktor: “Dokuz…sekiz…”

21. İngilizce Fıkra
A doctor accidentally prescribes his patient a laxative instead of a coughing syrup.
Three days later the patient comes for a check-up and the doctor asks:
“Well? Are you still coughing?”
The patient replies: “No. I’m afraid to.”

İngilizce Fıkra Çevirisi
Bir doktor yanlışlıkla hastasına öksürük şurubu yerine müshil reçete eder.
Üç gün sonra hasta muayene için gelir ve doktor şunu sorar:
“Peki, hala öksürüyor musun? ”
Hasta cevap verir: “Hayır. Öksürmeye korkuyorum.”

22. İngilizce Fıkra
Dentist: “This will hurt a little.”
Patient: “OK.”
Dentist: “I’ve been having an affair with your wife for a while now.”

İngilizce Fıkra Çevirisi
Diş Hekimi: “Bu biraz acıtacak.”
Hasta: “Tamam”
Diş Hekimi: “Bir süredir karınızla ilişki yaşıyorum.”

23. İngilizce Fıkra
Guest to the waiter: “Can you bring me what the lady at the next table is having?”
Waiter: “Sorry, sir, but I’m pretty sure she wants to eat it herself.”

İngilizce Fıkra Çevirisi
Müşteri garsona: “Bir yan masadaki hanımefendinin yediğinden bana getirebilir misin?”
Garson: “Üzgünüm efendim, ancak onu kendi yemek istediğinden eminim.”

24. İngilizce Fıkra
Two cows are standing in a field.
One says to the other “Are you worried about Mad Cow Disease?”
The other one says “No, it doesn’t worry me, I’m a horse!”

İngilizce Fıkra Çevirisi
Bir alanda iki inek durmaktadır.
Biri diğerine “Deli Dana hastalığı için endişeleniyor musun?” diye sorar.
Diğeri “Hayır, beni endişelendirmiyor, çünkü ben bir atım!”

25. İngilizce Fıkra
A guy says to his friend, “Guess how many coins I have in my pocket.”
The friend says, “If I guess right, will you give me one of them?”
The first guy says, “If you guess right, I’ll give you both of them!”

İngilizce Fıkra Çevirisi
Bir adam arkadaşına “Cebimde kaç tane para olduğunu tahmin et.”
Arkadaşı, “Doğru tahmin edersem, bana onlardan birini verecek misin?” der.
Adam, “Doğru tahmin edersen, ikisini de veririm!”

26. İngilizce Fıkra
A: Meet my new born brother.
B: Oh, he is so sweet! What’s his name?
A: I don’t know. I can’t understand a word he says.

İngilizce Fıkra Çevirisi
A: Yeni doğan kardeşimle tanış.
B: Çok sevimli! İsmi ne?
A: Bilmiyorum. Söylediği hiçbir kelimeyi anlayamıyorum.

27. İngilizce Fıkra
A little boy says,
‘Dad, I’ve heard that in some parts of Africa a man doesn’t know his wife until he marries her.’
‘Son,’ says the dad.
“That happens everywhere.’

İngilizce Fıkra Çevirisi
Küçük bir çocuk der ki,
“Baba, Afrika’nın bazı bölgelerinde bir erkeğin evlenene kadar karısını tanımadığını duydum.”
“Evlat,” der baba.
“Bu her yerde oluyor.”

28. İngilizce Fıkra
A man is talking to god.
The man: “God, how long is a million years?”
God: “To me, it’s about a minute.”
The man: “God, how much is a million dollars?”
God: “To me it’s a penny.”
The man: “God, may I have a penny?”
God: “Wait a minute.”

İngilizce Fıkra Çevirisi
Bir adam tanrıyla konuşuyor.
Adam: “Tanrım, bir milyon yıl ne kadar sürüyor?”
Tanrı: “Bana göre, bir dakika kadar.”
Adam: “Tanrım, bir milyon dolar ne kadar?”
Tanrı: “Bana göre bir kuruş.”
Adam: “Tanrım, bir kuruş alabilir miyim?”
Tanrı: “Bir dakika bekle.”

29. İngilizce Fıkra
A man walks into a shop and sees a cute little dog. He asks the shopkeeper, “Does your dog bite?”
The shopkeeper says, “No, my dog does not bite.”
The man tries to pet the dog and the dog bites him.
“Ouch!” He says, “I thought you said your dog does not bite!”
The shopkeeper replies, “That is not my dog!”

İngilizce Fıkra Çevirisi
Bir adam bir dükkana girer ve küçük sevimli bir köpek görür. Dükkan sahibine “Köpeğin ısırır mı?” diye sorar.
Esnaf, “Hayır, köpeğim ısırmaz” der.
Adam köpeği okşamaya çalışır ve köpek onu ısırır.
“Ah! Köpeğinin ısırmadığını söylediğini sanıyordum!” der.
Dükkan sahibi, “O benim köpeğim değil!” diye cevap verir.

30. İngilizce Fıkra
One day a student was taking a very difficult essay exam. At the end of the test, the prof asked all the students to put their pencils down and immediately hand in their tests. The young man kept writing furiously, although he was warned that if he did not stop immediately he would be disqualified. He ignored the warning, finished the test 10 minutes later, and went to hand the test to his instructor. The instructor told him that his test would be invalid.
The student asked, “Do you know who I am?”
The prof said, “No and I don’t care.”
The student asked again, “Are you sure you don’t know who I am?”
The prof again said no. So the student walked over to the pile of tests, placed his in the middle then threw the papers in the air.
“Good” the student said and walked out.

İngilizce Fıkra Çevirisi
Bir gün bir öğrenci çok zor bir kompozisyon sınavına giriyordu. Testin sonunda, profesör tüm öğrencilerden kalemlerini bırakmalarını ve hemen testlerini teslim etmelerini istedi. Genç adam, hemen durmazsa diskalifiye edileceği konusunda uyarılmasına rağmen hızla yazmaya devam etti. Uyarıyı dikkate almadı, 10 dakika sonra testi bitirdi ve testi hocasına teslim etmeye gitti. Hoca ona sınavının geçersiz olacağını söyledi.
Öğrenci, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” diye sordu.
Profesör, “Hayır ve umurumda değil” dedi.
Öğrenci tekrar sordu, “Benim kim olduğumu bilmediğine emin misin?”
Profesör yine hayır dedi. Bunun üzerine öğrenci test kağıdı yığınının yanına gitti, kendininkini ortaya koydu ve sonra kağıtları havaya fırlattı.
“İyi” dedi öğrenci ve çıktı.

İngilizce Fıkralar ve Türkçe Anlamları ile İlgili Sık Sorulan Sorular

Fıkra nedir?

Fıkralar, güldüren ve düşündüren, komik ve kısa öykücüklerdir.

İngilizce fıkralar nedir?

İngilizce fıkralara örnekler şunlardır:
İngilizce Fıkra
Guest to the waiter: “Can you bring me what the lady at the next table is having?”
Waiter: “Sorry, sir, but I’m pretty sure she wants to eat it herself.”
İngilizce Fıkra Çevirisi
Müşteri garsona: “Bir yan masadaki hanımefendinin yediğinden bana getirebilir misin?”
Garson: “Üzgünüm efendim, ancak onu kendi yemek istediğinden eminim.”

İngilizce Fıkra
“Am I the first man you have ever loved?” John asked.
“Of course” Linda answered “Why do men always ask the same question?”
İngilizce Fıkra Çevirisi
“Ben senin aşık olduğun ilk kişi miyim?” diye sordu John.
“Tabiki” diye cevapladı Linda “Niçin erkekler hep aynı soruyu soruyor?”

İngilizce fıkra ne demek?

Şaka anlamına gelen “fıkra” İngilizceye “joke” olarak çevrilir.

İngilizce fıkra kimlere anlatılır?

Günlük hayatta arkadaşlarınızı veya tanıdıklarınızı güldürmek için İngilizce fıkralardan yararlanabilirsiniz.

İngilizce Fıkralar ve Türkçe Anlamları ile ilgili öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? Dilerseniz EnglishCentral’da bulunan 20.000’den fazla interaktif video derslerini inceleyebilir, kelime dağarcığınızı geliştirip telaffuz pratiği yapabilirsiniz. Dilerseniz öğrendiklerinizi canlı ve birebir İngilizce özel ders sırasında kişisel İngilizce öğretmeniniz ile tekrar edebilirsiniz. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?

Jonas Brothers – Like It’s Christmas Şarkı Sözleri Türkçe Çeviri
Andy Williams – It’s the Most Wonderful Time of the Year Şarkı Sözleri Türkçe Çeviri