Bir yılda ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış olmak üzere dört mevsim vardır. Her mevsimin kendine özgü bir havası, hissi ve yapılacak etkinlikleri bulunur. Mevsimlerin hayatımızdaki yerinin büyüklüğü nedeniyle özellikle deyimler olmak üzere dilimizde de yer edinmişlerdir. Mevsimlerle ilgili İngilizce deyimleri anlamak, dili daha iyi kavramanıza ve daha doğal konuşabilmenize yardımcı olabilir. Bu blog yazımızda mevsimlerle ilgili bazı yaygın deyimleri paylaşacağız. Her birinin anlamını açıklayacak ve bir cümle içinde nasıl kullanılacağını göstereceğiz.
EnglishCentral ile İngilizce Öğren
İngilizce öğrenirken kendi ihtiyaçlarınıza ve seviyenize odaklanmak en büyük önceliklerden biridir. EnglishCentral, kullanıcılarına İngilizce öğrenme sürecinde kişiselleştirilmiş, kapsamlı ve etkili bir destek sunan, zengin içeriklerle donatılmış bir dil öğrenme platformudur. EnglishCentral üzerinden uzman öğretmenlerimizle 7/24 özel ders yapabilirsiniz. Özel derslerinizde öğretmen, konu, tarih ve saat seçimi tamamen size aittir. Bire bir derslere ek olarak grup dersleri ile dünya üzerinden kullanıcılarla bir sınıfta buluşabilir ve ders yapabilirsiniz.
EnglishCentral, özellikle dinleme, konuşma, telaffuz ve kelime dağarcığı gibi temel dil becerilerini geliştirmek için tasarlanmış videolar ve interaktif alıştırmalar ile kullanıcıların İngilizce’yi daha doğal ve keyifli bir şekilde öğrenmelerine yardımcı olur.
EnglishCentral’ın en dikkat çeken özelliklerinden biri, kullanıcılarına dünya genelinde popüler olan film sahneleri, müzik videoları, röportajlar, haber klipleri ve eğitici içeriklerden oluşan geniş bir video kütüphanesi sunmasıdır. Bu sayede, kullanıcılar ilgi alanlarına hitap eden videoları seçerek öğrenmeyi daha eğlenceli ve kişisel hale getirebilirler. Videoların yanında sunulan altyazılar sayesinde hem dinleme hem de okuma pratiği yapılabilir, böylece öğrenciler dili doğal bir akış içinde öğrenirken anlama becerilerini güçlendirebilirler.
Platform ayrıca, her video için sunulan interaktif quizler, kelime alıştırmaları ve telaffuz çalışmaları ile öğrenmeyi pekiştirici deneyimler sunar. Örneğin, kullanıcılar videoda geçen yeni kelimeleri öğrenir ve anlamlarını pekiştirmek için interaktif testler çözebilirler. Aynı zamanda, kelime dağarcığını geliştirmek amacıyla video içindeki önemli terimler belirginleştirilir ve anlamları açıklanır, böylece kullanıcılar yeni kelimeleri doğal bir bağlam içinde öğrenme imkanı bulurlar.
Mevsimlerle Alakalı 20 İngilizce Deyimler
Doğa ve değişen mevsimler, İngilizcede birçok deyime kaynaklık etmiştir. İnsanlar yeni bir başlangıçtan zor bir döneme ya da bir değişim anına kadar, duyguları, durumları ve hayat değişimlerini anlatmak için ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış mevsimleriyle sıkça ilişkilendirilen imgeleri kullanmıştır. Bu blog yazısında günlük konuşmalarda sıkça kullanılan, mevsimlerle ilgili 20 İngilizce deyim, anlamları ve örnek kullanımlarını göreceksiniz.
No spring chicken
Anlamı: Artık genç olmayan, yaşını almış.
Örnek: He can’t skate like he used to — he’s no spring chicken.
(Eskisi gibi kaykay yapamıyor — artık genç değil.)
Spring fever
Anlamı: İlkbaharın gelişiyle hissedilen heyecan veya huzursuzluk.
Örnek: Spring fever hit me like a ton of bricks when the weather warmed up, and I couldn’t stay inside.
(Hava ısınınca ilkbahar heyecanı içimi sardı, evde duramadım.)
A spring in one’s step
Anlamı: Mutluluktan veya heyecandan enerjik ve canlı yürüyüş.
Örnek: She had a real spring in her step after receiving the job offer.
(İş teklifi alınca adımlarına enerji geldi, çok mutluydu.)
To spring into action
Anlamı: Aniden ve enerjik bir şekilde harekete geçmek.
Örnek: When the fire alarm rang, the staff sprang into action.
(Yangın alarmı çalınca personel hemen harekete geçti.)
Like the heat of summer
Anlamı: Yoğun, tutkulu bir duygu (genellikle aşk veya öfke)
Örnek: They had a sudden and intense argument like the heat of summer.
(Aralarında bir anda yaz sıcağı gibi şiddetli bir tartışma çıktı.)
One swallow doesn’t make a summer
Anlamı: Tek bir olumlu işaret, kalıcı bir değişim anlamına gelmez; bir çiçekle yaz gelmez.
Örnek: We’re not out of trouble just because sales improved this month, just like one swallow doesn’t make a summer.
(Satışlar bu ay arttı diye hemen sevinmeyelim, bir çiçekle yaz gelmez.)
The dog days of summer
Anlamı: Yazın en sıcak ve bunaltıcı günleri.
Örnek: The dog days of summer can lead to a drop in productivity.
(Yazın en sıcak günlerinde verimlilik ciddi şekilde düşebilir.)
Autumn years
Anlamı: Bir kişinin yaşamının ileri dönemi, yaşlılık yılları.
Örnek: He spent his autumn years writing poetry by the lake.
(Göl kenarında şiir yazarak yaşlılık yıllarını geçirdi.)
To turn over a new leaf
Anlamı: Yeni bir sayfa açmak, kendini düzeltmek.
Örnek: After the new year she quit smoking and turned over a new leaf.
(Yeni yılda sigarayı bıraktı ve hayatında yeni bir sayfa açtı.)
In the dead of winter
Anlamı: Kışın en soğuk ve karanlık zamanı.
Örnek: It was brutal to move to Canada during the dead of winter.
(Kanada’ya kışın en sert zamanında taşınmak gerçekten zordu.)
Winter is long in the tooth
Anlamı: Yaşlanmak (şiirsel bir ifade).
Örnek: Though winter is long in the tooth, he still skates like a pro.
(Yaşını almış olabilir ama o hâlâ profesyonel gibi kayıyor.)
Walking on thin ice
Anlamı: Tehlikeli veya riskli bir durumda olmak.
Örnek: His probation is already in place. If he skips work again, he’s walking on thin ice.
(Zaten denetim altında, işe bir daha gelmezse gerçekten tehlikede olacak.)
A frosty/icy reception
Anlamı: Soğuk ve mesafeli bir karşılama.
Örnek: Upon her return from vacation, her colleagues treated her with an icy reception.
(Tatilden dönünce meslektaşları onu soğuk bir şekilde karşıladı.)
Cold feet
Anlamı:Bir şeyi yapmadan önce aniden cesaretini kaybetmek.
Örnek: He got cold feet and called off the wedding the night before.
(Düğünden bir gece önce korkuya kapıldı ve iptal etti.)
Winter blues
Anlamı: Kışın getirdiği hafif depresyon veya mutsuzluk hali.
Örnek: I always get the winter blues around December.
(Aralık ayında her zaman bir kış hüznü çöker üstüme.)
Snowball effect
Anlamı: Küçük başlayan ama giderek büyüyen süreç.
Örnek: The snowball effect of debt was caused by missing a payment.
(Borcun kartopu etkisi, ilk ödemeyi kaçırmamla başladı.)
Snowed under
Anlamı: İş veya sorumluluklarla bunalmış olmak.
Örnek: I’m completely snowed under with assignments this week.
(Bu hafta ödevlerle resmen boğuluyorum.)
As snug as a bug in a rug
Anlamı: Çok sıcak ve rahat bir durumda olmak.
Örnek: The fire quickly made us as snug as bugs in a rug.
(Şömine hemen bizi sıcacık yaptı.)
A woman/man for all seasons
Anlamı: Her durumda güvenilebilecek, çok yönlü bir insan; her devrin insanı.
Örnek: At work, she’s capable of handling anything, she’s a woman for all seasons.
(İşte her durumla başa çıkabilir, tam anlamıyla her devrin insanı.)
Four seasons in one day
Anlamı: Havanın çok hızlı ve değişken olması.
Örnek: Melbourne’s weather is wild, you can experience four seasons in one day.
(Melbourne’da hava çok fena; bir günde dört mevsimi birden yaşarsınız.)
Mevsimlerle Alakalı İngilizce Deyimler ile İlgili Örnek Cümleler
-She may be no spring chicken, but she still runs marathons.
-(Artık genç sayılmaz ama hâlâ maraton koşuyor.)
-The kids have spring fever, they can’t concentrate on their homework.
-(Çocuklara ilkbahar heyecanı gelmiş, ödevlerine odaklanamıyorlar.)
-After hearing the good news, he walked out of the office with a spring in his step.
-(İyi haberi aldıktan sonra ofisten enerjik adımlarla çıktı.)
-As soon as they saw the injured bird, they sprang into action to help it.
-(Yaralı kuşu görür görmez hemen harekete geçip yardım ettiler.)
-Their love was intense and short-lived, like the heat of summer.
-(Aşkları yaz sıcağı gibiydi, yoğun ama kısa süreli.)
-He passed one exam, but one swallow doesn’t make a summer.
-(Bir sınavı geçti ama bu tek başına yeterli değil, bir çiçekle yaz gelmez.)
-During the dog days of summer, I barely had the energy to leave the house.
-(Yazın en sıcak günlerinde evden çıkacak halim kalmıyor.)
-She found peace and purpose in her autumn years through volunteering.
-(Gönüllü çalışarak yaşlılık yıllarında huzuru ve anlamı buldu.)
-After moving to a new city, he turned over a new leaf and started fresh.
-(Yeni bir şehre taşındıktan sonra yeni bir başlangıç yaptı.)
-The cabin felt isolated and silent in the dead of winter.
-(Kulübe, kışın en sert zamanında ıssız ve sessizdi.)
-Though she’s long in the tooth, she still inspires us with her wisdom.
-(Yaşını almış olabilir ama hâlâ bilgeliğiyle bize ilham veriyor.)
-He’s walking on thin ice by questioning the manager’s decision.
-(Müdürün kararını sorgulayarak kendini tehlikeli bir duruma sokuyor.)
-His comments at the meeting earned him an icy reception from the team.
-(Toplantıdaki sözleri, ekibin ona soğuk davranmasına neden oldu.)
-She got cold feet before signing the contract and backed out.
-(Sözleşmeyi imzalamadan önce cesareti kırıldı ve vazgeçti.)
-Many people suffer from winter blues when the days get shorter.
-(Günler kısaldığında pek çok kişi kış hüznü yaşıyor.)
-Missing one class started a snowball effect that hurt his whole semester.
-(Bir dersi kaçırması, tüm dönemi etkileyen bir kartopu etkisi başlattı.)
-We’re completely snowed under with client emails this month.
-(Bu ay müşteri e-postalarıyla tamamen boğulduk.)
-The baby looked as snug as a bug in a rug in her warm blanket.
-(Bebek, sıcak battaniyesinde sıcacık ve rahat görünüyordu.)
-You can count on Tom in any situation — he’s a man for all seasons.
-(Tom’a her durumda güvenebilirsin — tam bir her devrin adamı.)
-Pack an umbrella and sunscreen — it’s one of those four seasons in one day kind of days.
-(Şemsiye ve güneş kremi al — bugün dört mevsimi birden yaşayacağımız günlerden biri.)
Mevsimlerle Alakalı İngilizce Deyimler Hakkında Sık Sorulan Sorular
Mevsimlerle alakalı deyimler hangi seviyedeki İngilizce öğrencileri için uygundur?
Genellikle A2 seviyesinden itibaren öğrenilebilir ve B1-B2 seviyelerinde daha etkili kullanılır. İleri seviyelerde (C1-C2) ise deyimlerin daha yaratıcı ve doğal kullanımı mümkündür.
Mevsimlerle alakalı deyimler mecaz mı yoksa gerçek anlamda mı kullanılır?
Bu deyimler çoğunlukla mecaz anlamda kullanılır. Örneğin, “snowed under” çok meşgul olmayı ifade eder, gerçekten kar altında kalmayı değil.
Mevsimlerle alakalı deyimleri öğrenmenin en kolay yolu nedir?
Deyimleri görsel ve hikâyeli öğrenme teknikleri kalıcılığı artıracağından kendi cümlelerinde kullanmak, temalara göre gruplandırmak ve dizi/kitaplardan örneklerle öğrenmek mümkündür.
Mevsimsel deyimler neden kullanılır?
Duyguları, düşünceleri ve durumları daha etkili ve renkli anlatmak için kullanılır. Mevsimler evrensel olduğu için deyimler kolay anlaşılır ve hatırlanır.
Öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? İngilizce öğrenmek için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! 25 dakikalık bire bir canlı dersler, 40 dakikalık grup dersleri, 30.000’den fazla interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, kullanıcılarına kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?