İngilizce deyimler, dilin doğal akışını anlamak ve daha etkili iletişim kurmak için oldukça önemlidir. Özellikle belirli temalar etrafında kullanılan deyimler, bu başlıkta olduğu gibi suçla ilgili olanlar, hem yazılı hem de sözlü anlatımı daha zengin ve anlamlı hale getirir.
Deyimler, genellikle kelime kelime çevrildiğinde anlaşılması zor ifadelerdir. Ancak bu tür kalıpları öğrenmek, İngilizceyi yalnızca gramer kurallarıyla değil, kültürel yönleriyle de kavramaya yardımcı olur. Suç temalı deyimler ise özellikle haberlerde, dizilerde ve günlük konuşmalarda sıkça karşımıza çıkar. Bu deyimlere hâkim olmak, hem dinleme hem de okuma becerilerini geliştirmek açısından büyük avantaj sağlar. Bu yazıda, suç kavramı etrafında kullanılan temel ve yaygın İngilizce deyimlere yer verdik. Her bir deyimin anlamını ve kullanım şeklini örneklerle açıklayarak, öğrenme sürecinizi desteklemeyi amaçladık.
Suçla Alakalı 15 İngilizce Deyim
Öğreneceğiniz bu deyimler; İngilizce kitaplarda, filmlerde ve dizilerde geçen konuşmalara hakim olmanızı sağlayacak. Aynı zamanda İngilizce konuşurken daha doğal ve akıcı olmanıza yardımcı olacaktır.
1. Above the Law
Kanunun üstünde, kendini yasalardan üstün gören, yasaların kendine işlemediğini düşünen kişi.
Örnek: The celebrity acted like he was above the law, ignoring every parking ticket he got.
(Ünlü adam, kanunun üstündeymiş gibi davrandı, aldığı park cezalarını görmezden geldi.)
2. Caught Red-Handed
Suçüstü yakalanmak.
Örnek: He was caught red-handed trying to steal the test answers.
(Test cevaplarını çalmaya çalışırken suçüstü yakalandı.)
3. Break the Law
Suç işlemek, yasayı çiğnemek.
Örnek: If you speed in a school zone, you’re breaking the law.
(Eğer okul bölgesinde hız yaparsan yasayı çiğnemiş olursun.)
4. On the Run
Kanundan kaçmak, kaçak, firari.
Örnek: The suspect has been on the run for three days.
(Şüpheli üç gündür firari.)
5. Do Time
Hapiste yatmak, hapis cezası almak.
Örnek: He did time for armed robbery.
(Silahlı bir soygun yüzünden hapis yattı.)
6. Get Away With Murder
Cezasız kalmak, yapılan şeylerin cezasını çekmemek, yanına kâr kalmak.
Örnek: That kid gets away with murder just because he’s the teacher’s favorite.
(Çocuk öğretmenin en sevdiği olduğu için cezasız kaldı.)
7. Behind Bars
Parmaklıkların arkasında, hapiste olan kişi.
Örnek: He’s been behind bars since the trial ended.
(Dava bittiğinden beri parmaklıklar arkasında.)
8. Partner in Crime
Türkçede “suç ortağı” olarak kullanılır.
Örnek: My sister is my partner in crime when it comes to sneaking snacks.
(İş gizlice atıştırmalık almaya gelince kız kardeşim suç ortağımdır.)
9. Case Closed
Dava ya da dosya kapandı.
Örnek: They found the thief and returned the stolen money, case closed.
(Hırsızı buldular ve çalıntı parayı geri verdiler, dosya kapandı.)
10. Beat the Rap
Aklanmak, yaptığı yanına kar kalmamak.
Örnek: He had a good lawyer and managed to beat the rap.
(İyi bir avukatı vardı ve aklanmayı başardı.)
11. Take the Fall
Birinin suçunu üstlenmek, suçu üzerine almak.
Örnek: He took the fall for his friend.
(Arkadaşı için suçu üstlendi.)
12. Cat Burglar
Sessiz ve gizli hırsız.
Örnek: The museum was robbed by a clever cat burglar.
(Müze, zeki bir sessiz hırsız tarafından soyuldu.)
13. Under the Table
El altından, gizli.
Örnek: They paid him under the table to avoid taxes.
(Vergiden kaçınmak için ona el altından ödeme yaptılar.)
14. Inside Job
İçeriden işlenen suç.
Örnek: The robbery was clearly an inside job, no alarms went off.
(Soygun apaçık içeriden işlenen bir suçtu, alarm çalmadı.)
15. Busted
Tutuklanmış, yakalanmış.
Örnek: He got busted for shoplifting at the mall.
(Alışveriş merkezinde mağaza soymaktan yakalandı.)
Suçla Alakalı İngilizce Deyimlere Örnekler
Şimdi ise öğrendiğiniz deyimleri tekrar etme zamanı. Bu örnek cümleler ve anlamları, günlük konuşmadan örnekler verip, deyimleri daha etkili bir şekilde kullanmanıza yardımcı olacak.
– Some people act like they’re above the law, doing whatever they want without consequences.
(Bazı insanlar kanunun üstündeymiş gibi davranıyor, sonuçları olmadan istediklerini yapıyorlar.)
– She was caught red-handed eating cookies before dinner.
(Akşam yemeğinden önce kurabiye yerken yakalandı.)
– You’ll break the law if you don’t file your taxes correctly.
(Eğer vergilerini doğru belgelemezsen suç işlemiş olursun.)
– He’s been on the run ever since he committed a crime.
(Suç işlediğinden beri firarda.)
– She did time for fraud in her twenties.
(Yirmili yaşlarında dolandırıcılıktan hapis yattı.)
– He’s mean to every teacher and still gets away with murder.
(Bütün öğretmenlere kaba davranıyor ama yine de cezasız kalıyor.)
– That gang leader has been behind bars for a decade.
(Çete lideri on yıldır parmaklıklar arkasında.)
– We were always partners in crime during summer break adventures.
(Biz, yaz tatili maceralarında hep suç ortağıydık.)
– They found evidence linking the suspect to the scene and the case was closed.
(Olay yerini şüpheliye bağlayan kanıtlar buldular ve dava kapandı.)
– Despite all the evidence, the defendant beat the rap.
(Bütün kanıtlara rağmen davalı kendini akladı.)
– He took the fall for the team’s failed project even though it wasn’t his fault.
(Onun hatası olmamasına rağmen başarısız grup projesi için suçu üstlendi.)
– A skilled cat burglar slipped in through the window and took everything.
(Yetenekli sessiz hırsız camdan içeri girdi ve her şeyi aldı.)
– The mechanic offered to fix my car under the table for a cheaper price.
(Mekanik, arabamı el altından daha ucuza tamir etmeyi teklif etti.)
– Only someone with the alarm code could’ve done it, it must’ve been an inside job.
(Sadece alarm koduna sahip olan biri yapabilir, içeriden bir iş olmalı.)
– They got busted throwing a party while their parents were away.
(Ebeveynleri yokken parti yaparken yakalandılar.)
Suçla Alakalı İngilizce Deyimler Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
“Inside job” deyimi ne anlama geliyor?
“Inside job” deyimi, Türkçede içerden yapılmış bir iş, içerideki bağlantılarla işlenmiş bir suç anlamına gelir.
“Suçüstü yakalanmak” İngilizcede ne olarak kullanılır?
“Suçüstü yakalanmak” İngilizcede “caught red-handed” olarak kullanılır.
“Busted” kelimesinin Türkçe karşılığı nedir?
“Busted,” Türkçede “tutuklanmış, yakalanmış” olarak kullanılır.
“Case closed” ne demek?
“Case closed” deyimi, bir olayın tamamen çözüldüğünü belirtmek için kullanılır. Özellikle polisiyelerde ya da mahkeme bağlamında sıkça duyulur.
Öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? İngilizce öğrenmek için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! 25 dakikalık bire bir canlı dersler, 40 dakikalık grup dersleri, 30.000’den fazla interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, kullanıcılarına kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?